Rapor ve Özal

A -
A +

TBMM'de Darbeleri Araştırma Komisyonu kuruldu. Bu komisyon uzun ve yorucu bir çalışma sonunda ister kendilerinin davet ettiği, isterse "benim bildiklerim var" diyerek bilgi vermek isteyen pek çok ismi dinledi. 1500 sayfaya yakın bir rapor hazırlayarak TBMM başkanına teslim ettiler. Aynı Darbe Komisyonunun bazı üyelerinin bir başka Rapor hazırladığını öğreniyoruz. TBMM Başkanı Sayın Çiçek o Raporu da kabul edeceğini beyan etti. Darbeleri araştırma komisyonu kendi içinde iki farklı Rapor hazırlamış oluyor. Yani bir komisyondan iki rapor çıkıyor. Tuhaf bir durum! Bundan sonra neler olacağını bekleyip göreceğiz. Cumhuriyet döneminden başlarsak Darbecilik konusunda Türkiye'nin geçmişi hayli sabıkalı. 27 Mayıs 1960, 12Mart 1971 Muhtırası, 12 Eylül 1980 Darbesi, 28 Şubat Post Modern Darbe ve nihayet ne olduğu pek de anlaşılamayan 27 Nisan Bildirisi. Ben de biri hariç ortalama on yılda bir koruma kollama adına darbe yapıldığını gördüm... Türkiye, geleceğini sağlam temeller üzerine oturtması ve bir daha müdahalelerle karşılaşmaması için geçmişiyle mutlaka -hukuk içinde kalarak- yüzleşmeli. Bu yüzleşmeyi kişiselleştirmeden "Adalet mülkün temelidir" düsturundan şaşmadan, kılı kırk yararak geçmişi temizlemeli. Geçmiş; adalet terazisi tartılmış, hesabı görülmüş, defteri bir daha açılmamak üzere kapatılmış olmalı. İktidar, geleceğe tertemiz bir geçmiş bırakılmalı. Bu yanlış işlere bulaşanların da vicdanlarında; adaletin kestiği parmak acımaz, hak yerini buldu, biz yanlış yaptık, diyerek, gönüllerinden pişmanlık duymalarına vesile olacak bir ADALET tecelli etmeli... *** Özal... Merhum Turgut Özal vefat edeli 20 yıla yaklaştı. Dâr'ül-Bekaya irtihal etmesine rağmen hâlâ gündemi meşgul etmektedir. Sessiz çoğunluklar, kalbî olarak Özal'ı sevmektedir. Bu tamamen sevk-i tabiidir. Ben açıkça belirteyim ki Özal konusunda tarafım... Yıllardır Özal la ilgili yazılanlar, çizilenler, yapılan yorumlar, tartışmalar tam bir bilgi kirliliğine sebep olmaktadır. Özal'ın yanında 8 yılım geçti. Özal benim için makalelere sığacak birisi değildir. Lider pozisyonunda olanlar ve niyeti rıza-i İlahi olan ve insana hizmeti gaye edinenler, özelinde yalnızdırlar. Bütün liderler kendilerine birer "HASAN CAN" ararlar. Onlara Hasan Can olmak hiç de kolay değildir. Herkes kendisini en yakını zanneder. Konuşanlar da "ben yakınıydım" diye konuşuyorlar. Onlar kimi yakınlarına almıştır o bilinmez. Bu komisyonda bazı tipler "Özal darbecilerin yanında yer almıştır. O halde Darbecidir!" gibi oldukça kindar ve gerçeklerden uzak ifadeler kullanmışlardır. Rapor bu tür zırvaları da ihtiva ediyorsa vay o rapora!.. Komisyon üyelerinden biri Özal'ın Fatih ilçe başkanı idi. O da mı Darbeci!.. Darbeleri soruşturma yolunu açan Özal'dır. Özal asla darbeci değildir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.