Baykal bedel ödüyor!

A -
A +

Sular ve vicdanlar sıkıştırılamaz. Hele; bu vicdan sahipleri millet adına karar veren milletvekilleri olunca; onların sıkıştırılması, demokrasiyi kökünden tahrip eder! Artık, onun sadece adı demokrasi olur. Böylece demokrasi adına; adı olup sanı olmayan bir hilkat garibesi ile uğraşıp durursunuz! Son günlerde ana muhalefet partisi konumundaki CHP'de yaşanmakta olan hadiseler ve milletvekillerinin peş peşe istifaları, kötüye gidişin ilk işaretleridir. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a bakarsanız; partide demokratik kurallara sonunu kadar riayet ediliyor ve hiçbir milletvekiline en ufak bir baskı yapılmadığı gibi, kanun ve anayasa değişikliği oylamalarında da her hangi bir grup kararı alınmıyor! Görünüşte bunların hepsi doğru ama; uygulamaya baktığımızda; oylamalarda milletvekillerini Meclis'e sokmamaya kadar varan katı bir tutum ve vicdanlar üzerinde korkunç bir baskı var! Bir taraftan; milletvekillerini hür vicdanları ile baş başa bırakıyorum, grup kararı almıyorum diyorsun, diğer taraftan ise; oylamaya geçildiğinde Meclis'i terk ediyorsun! Grup kararı almıyorsun ama, grup halinde Meclis'i terk ediyorsun! Buna şark kurnazlığı değil de ne derler?! Bütün arkadaşları dışarı çıkmışken. İçeride bulunabilmenin ve oylamaya katılabilmenin imkanı var mı? Varsa da, onlara ne gözle bakılacağı belli değil mi? Meclis'ten bu kaçış yöntemini, gizli-açık her türlü oylamada uygulamak politikası, evvel emirde kendi milletvekillerine güvensizliği yansıtır. Son derece sakil ve saygınlık yitirici bir tutum.. Türkiye kabuk değiştiriyor; Cumhuriyet tarihi boyunca yapılamamış çok önemli kararlar alınıyor. Bunların içinde; CHP'nin seneler senesi diline dolayıp milletten oy kopardığı çok önemli sosyal konular da var. Öyle ki, iktidardan önce ana muhalefet partisinin, bunları kanun teklifi olarak vermesi gerekirdi! Çıkarılmakta olan her kanun ve anayasa değişikliğine muhalefet etmekle CHP yerini kaybetti! Ona oy veren kitle de şaşkınlık içinde! Çünkü; yıllar yılı savunulan öz politikalarına bile ters bir duruş sergiliyor! Mesela; şu 'eve dönüş yasası' yalnızca iktidar partisinin talebi değil ki! MGK'da kabul ve tavsiye edilen ve devlet politikası haline gelen; reel politiğe uygun; sosyal bir yaranın sarılmasını hedefleyen çok önemli bir kanun. Böylesine hayati öneme haiz bir kanun konusunda, muhalefet liderinin yaklaşımına bakın: Çıkarılacak bu kanunla iktidar partisinin gayesi, Sivas davası ve Hizbullah örgütü sanıklarını affettirmektir! Ağaca bakıp da ormanı görmemek ve göstermemeye çalışmak, ana muhalefet liderine yakışır mı? Kendisi yakıştırsa bile; CHP'li milletvekilleri dahi yakıştıramıyor ki, ard arda partilerinden istifa ediyorlar! Bu mu liderlik?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.