Başbakan sayın Bülent Ecevit'in sağlığı ile ilgili olarak, bundan önce iki yazı yazmış ve; hem kendisi hem de millet adına 'işi tadında bırakma' nezaketini göstermesini talep etmiştik. Yine o yazılarda belirttiğimiz gibi, sayın Ecevit'in şair ruhluluğundan kaynaklanan çok hassas ve duygusal bir yapısı var. Ama o, sokaktaki Bülent Ecevit değildir. Türkiye'nin Başbakanı, 65 milyon insanın sorumluluğunu omuzlarında taşıyan Başbakan Bülent Ecevit'tir. Dolayısıyla, onun beslenmesini ve hatta sağlığını ihmal etme gibi bir lükse sahip değildir! Bakınız; hastaneden çıkıp eve gittiğinin daha ikinci gününde düşüp kaburgasını kırıyor; şiddetli ağrılar çekmesine rağmen, ne doktor çağırıyor ve ne de hastaneye gidiyor! Şikayetlerini, yalnızca telefonla doktoruna bildirmekle yetiniyor! Bütün bunlara gerekçe olarak da; Borsayı ve ekonomiyi düşündüğünü, erken seçimin gündeme geldiğini, kısaca, yapılacak spekülasyonlardan çekindiğini ileri sürüyor! Sol ayağı ödem yapmış, toplar damarda iltihaplanma başlamış, kırık kaburgasının acısı şiddetli şekilde sırtına vurmasına rağmen, bu şekilde 13 gün evde kalabiliyor ve doktora gitmiyor! Doktor da çağırmıyor! Eh, bu kadarı da fazla artık! Ecevitler'in buna gerçekten hakları yok. Böylesi daha mı iyi oldu; Allah'tan doktorları kendisini dinlemedi ve eve baskın yaparcasına, alıp apar topar hastaneye kaldırdılar! Ve, Ecevit'in korktukları başına geldi; Borsa tepe taklak oldu, döviz fırladı, erken değil, bakın seçim bile dillendirildi ve tabii, spekülasyonların envayi çeşidinin bini bipara! Tarihte bilindiği şekliyle Ecevit; 971 Muhtırası'nı içine sindiremeyip istifa eden adamdır! Bugün gelinen noktada; memleket güllük gülistanlık olmadığı gibi, millet; demokrasi tarihimizin en sıkıntılı, en meşakkatli ve en ıstıraplı günlerini yaşıyor. Bu ortamda çekilip; ülkeyi erken seçime götürmek, Ecevit'in hem kendisine ve hem de millete yapabileceği en büyük iyiliktir! Kemal Derviş'i teyiden IMF yetkilileri de açıkladı; seçimler, ekonomiyi olumsuz yönde etkilemez. Zaten, alınan bütün bu ekonomik kararları hayata geçirmek ve milletle güven ve karşılıklı dayanışma içinde paylaşabilmek için erken seçime ihtiyaç olduğunu sayın Kemal Derviş ifade etmişti. 'Güven' telkin eden bir siyasi iradenin lüzumunu işaret etmişti. Bir gün evvel Başbakanlık Basın Merkezi'nden, Başbakan Bülent Ecevit'in Pakistan'a ve Afganistan'a gideceği duyuruluyor. Bir gün sonra ise, bu iki dış seyahat ertelendiği gibi, Türkiye'yi ziyaret edecek Suriye ve Hindistan Başbakanlarının gezileri de iptal ediliyor! Sebep, Başbakanımızın sağlığı; oldu mu şimdi yani?! Koalisyon liderleri, önümüzdeki Salı günü hastanede zirve yapacaklarmış! Oldu olacak; yabancı misafirleri de hastanede ağırlasınlar! Sayın Ecevit'e acil şifalarla birlikte; kendisinden şahsı ve memleket için hayırlı kararlar almasını diliyoruz ve bekliyoruz! Zira, bu netameli ortamda; Türkiye'mizin hastaneden idare edilmek gibi bir lüksü de yoktur.