Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A
Haftalardır yazıyorum, yazmaya da devam edeceğim.
Aldığım geri dönüşlerden çok iyi anlıyorum ki okuyan yüz binlerce insanı heyecanlandıran bir gelişme elektrikli otomobil ve elektrikli traktör.
Eğer bu işi Türkiye TEK BAŞINA, yüzde 100 yerli ve millî üretimle hayata geçirirse ÇAĞ ATLAYACAK ve pek çok ülkenin önüne geçecek.
Ama eğer yaptırırlarsa.
Kendisi hakkında kesin bir tittle yazamadığım Sunay Akın jargonuyla söyleyelim:
Bakın bakın neler oluyor?
Bakın bakın kimler neler yapıyor?
Evet, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, bu yaz temmuz ayında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın test ettiği, Tarım ve Orman Bakanı Ekrem Pakdemirli tarafından basına yapılan açıklamada “Artık test aşamasını geçtik, sıra uygulamada” dediği ELEKTRİKLİ TRAKTÖR için geçen hafta “Traktör üreticileri” ile bir toplantı yapmıştı. Katılan firmaların tamamına yakını yabancı ortaklıydı ve toplantıya YALNIZCA ELEKTRİKLİ TRAKTÖRÜ YAPAN Önder Yol ve şirketi Derindere AŞ davet edilmemişti.
Ben de bu tuhaflığa dikkat çekerek NEDEN diye sormuş ve Sayın Bakan’dan bir açıklama beklediğimi yazmıştım. Bu satırların ekrana döküldüğü dakikalara kadar böyle bir açıklama tarafıma gelmedi.
Hiç önemi yok, ben anlatayım NEDENİNİ ve NASILINI…
 
ALMANYA’DAN TÜRKİYE’YE BAKIŞ
 
Geçen ağustos ayında DW Türkçe sitesinde bir haber(*) yayınlandı ve “Alman otomotiv yan sanayiinde kriz hazırlığı” başlığını taşıyordu.
Dünya çapında beş otomotiv yan sanayi kuruluşundan üçünün Almanya’da olduğu hatırlatılan haberde konvansiyonel, içten yanmalı otomobil motorlarından elektrikli motorlara geçiş sürecinin, firmaları büyük bir krizin içine sokacağı, yüz binlerce işçinin işten çıkarılmak zorunda kalınacağı, on milyarlarca avroluk zararların söz konusu olduğu belirtiliyordu.
Şimdi Türkiye’ye dönelim. Sonuçta Almanlar YERLİ VE MİLLÎ ÜRETİCİ. Kendi motorlarını üretiyorlar. Elektrikli motoru da pekâlâ üretebilirler ama krizden korkuyorlar. Yoksa sektör tamamen batacak ve ekonomi bunu kaldıracak gibi görünmüyor. Yine DW’nin verdiği son habere göre Alman ekonomisindeki küçülme beklentisi yüzde 0,3 iken yüzde 0,6 çıkınca RESESYON lafları dolaşıma girdi bile.
Şimdi Wolksvagen’in Manisa’da yatırım yapıp elektrikli otomobil üretmeye karar vermesini hâlâ Türkiye Almanya ilişkilerinin şahane olmasına bağlayanlar varsa onlara hep birlikte gülelim. Tek cümleyle; Almanya bu süreci sancısız, işçi çıkarmadan ve yumuşak bir şekilde atlatmaya çalışıyor. Hem de bizim ülkemizde ürettiği elektrikli otomobilleri bize satarak. Biz ELEKTRİKLİ OTOMOBİL üretmişiz filan hikâye, destekleyen devlet yoksa atı alan Üsküdar’ı geçiyor böylece.
 
AMAÇ YERLİ VE MİLLÎ TRAKTÖR ÜRETMEK Mİ YOKSA…
 
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın gerçek elektrikli traktör üreticisi dışındaki herkesi çağırdığı bu toplantıya katılanların kullandığı motordan en küçük parçaya kadar hepsi ithal. Onların yüzde 100 yerli ve millî elektrikli traktör üretmek gibi dertleri var mı?
Bu konuda bir emare görmüş değiliz.
Türkiye içten yanmalı motorların kullanıldığı traktör cenneti. İki milyona yakın traktör var köylü ve çiftçimizde. Türkiye’de aslında “tarım ve iş makinesi” olarak kullanılması gereken traktör için devlet bankalarından on yıllardan beri çiftçiye ucuz krediler verildi, ama satın alınan ithal traktörler Demokrat Parti döneminde tarım üretiminde sıçramaya sebep olduysa da sonraki yıllarda yılın 11 ayı ulaşım aracı olarak kullanıldı.
Şimdi bu iki milyon traktör yabancıların ve onların bizdeki yerli ortaklarının iştahını kabartıyor.
Meseleyi SETA Uzmanı Yusuf Alabarda(**) ile konuşuyorum. TSK’da 23 yıl başarıyla çalıştıktan sonra ayrılan bir bilim insanı. Fikir açıcı bilgiler verdi.
Anlaşılıyor ki birileri YERLİ VE MİLLÎ yüzde 100 elektrikli traktör için çabalarken arka odalarda başka şeyler olmakta:
1-Hurda traktörleri toplayıp, devlet desteğiyle bu firmalara tekrardan pazar oluşturulacak. Dediğim gibi o toplantıdaki firmaların hepsinin motoru ithaldir.
2-Çiftçinin elindeki traktörler yabancı ithal elektrikli motorlarla dönüştürülecek ve bu da bir başka pazarın yolunu açacak. Çünkü bu motorların tüm parçaları dışarıdan ithal edilecek. Misal, Almanya’dan, Alman otomotiv sektöründen.
Şimdi tabii Türkiye’de üretilen yüzde 100 yerli ve millî elektrikli traktör birilerinin pişmiş aşına su katıyor.
Söyledik Hürkuş olmasın diye, İnönü döneminde Nuri Demirağ’lara, Vecihi Hürkuş’lara yapılanları eleştirirken aynını biz yapmayalım diye.
Elektrikli traktörü biz üretirsek ne olacak?
1-Tarımsal gelirimiz artacak.
2-Tarımsal ürünlerimiz daha ucuza mal olacak.
3-Cari açık dostu petrol ve doğalgaz bağımlılığı bitecek.
4-Tarımda iş gücü verimliliği artacak.
5-Çiftçinin geliri artacak.
6-Tüketici daha ucuza sebze meyve yiyecek.
7-Çiftçi ulaşım aracı olarak kullandığı traktörün mazot giderini üretim gideri olarak nitelendirmeyecek.
 
Eğer hedef güçlü Türkiye ise, elektrikli traktör, elektrikli otomobil.
Bu yazının son sözü.
Devam edeceğim.
 
 (*)https://www.dw.com/tr/alman-otomotiv-yan-sanayisinde-kriz-haz%C4%B1rl%C4%B1%C4%9F%C4%B1/a-50051312
(**)https://www.setav.org/yazar/yusuf-alabarda/
 
FUAT UĞUR'UN DİĞER YAZISI İÇİN TIKLAYIN
ÖNE ÇIKANLAR