Tokat Valisi elini sıkmadan geçen protestocu subaylara o gece neler dedi?

A -
A +
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) en hassas olduğumuz kurum. Hassasız çünkü, barışta ve savaşta vatan uğruna ölmeyi göze alan, gerektiğinde de şehit olan kahramanlarımız “Peygamber Ocağı” dediğimiz bu kurumun neferleri. Cepheden şehit haberleri geldiğinde nasıl içimizin yandığından anlıyoruz bunu. Hassasız çünkü, son 75 yıldır içine sızan, devşirilen unsurlar tarafından Türk demokrasisine defalarca onun adı kullanılarak darbe indirilmiş; 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1998, 27 Nisan 2007, 15 Temmuz 2016…   TAM BİTTİ DERKEN...   Nihayet 6 yıldır, bu ülkede TSK bilincimize nüfuz etmiş “Askerî Vesayet” kavramıyla anılmıyor. Ama tam “artık bitti galiba” diyorduk kendilerini hatırlatmaya başladı birileri yine. Geçen yıl 104 emekli subay ve general, Montreux Anlaşması üzerinden bir “muhtıracık” yayınlayıp hükûmeti tehdit ettiler.
Gereken yaptırımlar uygulandı.  Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında 10 emekli subay ve general gözaltına alındı ve tutuklandı. Dava devam ediyor... Aradan bir yıl geçti. Baktık, Kayseri 2’nci Ana Bakım Fabrika Müdürü Albay İlhan Coşkun yayımladığı bir “iç emirle” fabrikadaki personele ve ailelerine başörtüsü ve sakal yasağı koymuş. Tokat Valisi elini sıkmadan geçen protestocu subaylara o gece neler dedi?İYİ Kİ VALİLİĞİ ELE GEÇİRİP DARBE YAPMAMIŞLAR!   Ve geçen hafta ortaya çıkan o görüntüler… Tokat Valisi Numan Hatipoğlu ve eşinin verdiği 30 Ağustos Resepsiyonunda yaşananlar. Resepsiyona gelen askerlerin başındaki subay, kulağında sözde telefonla konuşarak Vali’nin elini sıkmadan içeriye geçiyor. Arkasından diğer subaylar ve eşleri de Vali ile eşinin suratına bakmadan Resepsiyon salonunu “teşrif” ediyorlar. Bu hadsizlik ve kepazeliğe “sebep” de açıklandı. Çok mühimmiş meğer. Eğitim Alay Komutanı’nın askerî usule göre Resepsiyonda Vali’nin yanında “davet sahibi” olarak yer alması gerekirmiş. Alamayınca da “adamları”nı toplamış bu protestoya imza atmış. Ama yine askerî usule göre Vali’nin yanında durma beklentisi içindeki komutan, ildeki diğer komutanlardan daha kıdemsizmiş ve bu yüzden Vali tarafından kabul edilmemiş. Tabii sinirlenmiş ve böyle bir protestoyu organize etmiş şımarıkça. İyi ki Valiliği ele geçirip darbe yapmamışlar!.. Sonunda bu olay bir ay gecikmeyle gündeme düşünce Millî Savunma Bakanlığı disiplin soruşturması açıp söz konusu subayları açığa aldı, ikisini ise diğer illerde görevlendirdi. Önceki gün Tokat Valisi Numan Hatipoğlu çok ilginç bir konuşma yaptı ve şöyle dedi: "Biz, bize emanet edilen ve bir gün bizden alınacak unvanlara sahibiz. Sadece bu rütbe ve unvanların alınacağı güne kadar şeref, onur ile taşıma gayreti içerisindeyiz. Aklımızı, vicdanımızı sadece bu bağlılığa tabi kılmak durumundayız... Niye bunları söylüyorum. Burada, Emniyetimizin, Jandarmamızın, Silahlı Kuvvetlerimizin personeli var. Bu hain darbe girişiminde sadece Silahlı Kuvvetler kisvesini giymiş olan insanlar, bir şekilde kendisini bambaşka gösteren insanlar... Bu ülkeye çok acılar yaşattılar. Bir daha bu acıların yaşanmaması için hepimiz akıllı olmak zorundayız...” Vali Hatipoğlu’nun bu sözleri çok ağır, açık bir cevap ve had bildirme. Öte yandan seçim yaklaşırken ordunun içini zayıflatmaya ve birilerine güç devşirmek için yeni cepheler açmaya yönelik hamleler olacağını unutmamak gerekiyor.    “TERK EDİN BURAYI!”   Ancak aldığım istihbarata göre Vali Numan Hatipoğlu o görüntülerden anlaşılacağı üzere insicamı bozmadan, diğer misafirlerin de yerlerine geçmesinden sonra o subayların yanına gidiyor ve sert biçimde çıkışarak “Siz kimsiniz de böyle bir hadsizliği Cumhurbaşkanı’nı temsil eden bir Vali’ye yapabiliyorsunuz? Bu nasıl bir cürettir. Burayı derhal terk edin” diyor. Bunu anlatan bir ünlü televizyonun yurt haberleri şefi ve Valilik kamera kayıtlarında Vali’nin subayların yanına gidip azarladığı görüntülerin olduğunu söylüyor. Tokat’taki muhabiri bu görüntüleri alamamış ama izlemiş. Bir Tokat Milletvekiline sordum. Vali’yi hassas, kibar ve saygılı bir insan olarak tanımlıyor ama diğer bürokratlarla iletişimine dair birtakım problemlerin de kulağına çalındığını ifade ediyor. Vali hakkında “Fazla mesafeli, dediklerini dikte ettirme konusunda sert” diye nitelemeler de var dediğine göre. Ama aynı Milletvekili, olayın ana akım medyaya sızmadan önce de durumu bildiklerini, tüm Tokat’ta konuşulduğunu belirterek “Vali el sıkmama hadsizliğinin ardından subayların yanına gidip bu sözleri söyledi mi bilmiyorum. Söylemişse iyi etmiş ama olsaydı duyardım. Yine de bir marj bırakayım tabii” dedi.   ASLINDA NE OLDU?   Bence Vali Numan Hatipoğlu bu protesto hadsizliğini hemen bağlı olduğu Bakanlığa, yani İçişleri Bakanlığı’na iletti. Oradan da konu muhtemel ki Millî Savunma Bakanlığı’na intikal ettirildi ama bir türlü sonuç çıkmadı ve yaptırım uygulanmadı. Sonunda bu görüntüler, bekleyip tam bir ay sonra medyada yer alınca ve büyük infiale sebep olunca, Millî Savunma Bakanlığı’nın söz konusu bu kararı geldi. Yani ben başından beri bu hadsizlikten Millî Savunma Bakanlığı’nın habersiz olduğunu düşünmüyorum. İşte sorun biraz da burada yatıyor. Yani öyle olmalı ki biz bu olayı Millî Savunma Bakanlığı’nın kararı ile öğrenmeli ve onunla eş zamanlı olarak görüntüleri izleyebilmeliydik. İyi bir iletişim ve denetim mekanizması için reflekslerimiz hâlâ yeterince hızlı değil galiba.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.