Bu duraktan otobüs geçmez

VARLIK barıştırır, yokluk döğüştürür... Bu hüküm, büyük tecrübeler sahibi halkımıza ait. Şu kadar bin yılda; bolluğu, yokluğu, bereketi, kıtlığı, muhtâclığı defalarca yaşayan; cefâyı da, sefâyı da ziyâdesiyle çeken ve süren milletimiz bu müthiş kanunu herkesten öte bilmektedir. "Varlık barıştırır..." Doğudan batıya kadar doğru. "Yokluk döğüştürür..." Kuzeyden güneye kadar kesin. * * * Birkaç yıldır; ailecek, sektörlerce, hatta devlet katında yokluğun sivri dişli sırıtışlarıyle yüz yüzeyiz. Yokluk hep karşımızda. Yokluk; bezginliklerin, yılmışlıkların, ümitsizliklerin çaldığı davul zurna eşliğinde devamlı hora tepiyor. Bizlere de her fırsatta kavgalaşmak düşüyor. Yokluk, kötü döğüştürüyor. * * * Son, "Ankara Fâciâsı"nın en zıpkınlı sebebi budur: Ülkedeki iktisâdi ve mâlî bulanıklık. Başka türlü düşünemezsiniz. Her işin başı; ferahlamanın, huzura ermenin, hatta kardeşliğin başı paradır, ülke zenginliğidir. Eğer ülke zengin değilse: Düşman çoğalır. Eğer ülke zengin değilse: Hapishâneler dolar. Eğer ülke zengin değilse: Siyâsette fâciâlar yaşanır. * * * Hır ile gür'ü defetmenin yolu topyekûn ferahlamaktır. Önce Ankara sağlam duracak, kendine çeki düzen verecek. Buna mecburuz. Bozuk siyâset ekonomiyi, Bozuk ekonomi siyâseti mahvediyor. Şu halde, siyâsetin behemehal toparlanması şart. Yukarıdakiler güven vermedikçe, milletin de, devletin de "Ohh" demesi mümkün değildir. Bütün saatler Ankara'ya ayarlı. Bütün saatler Ankara'ya... Bütün saatler... * * * Hır ile gür'den, ufak hesaplı politikalardan, medet umulamaz. Türkiye, son "Ankara Fâciâsı" yüzünden sersemler mi? Belki evet ama, düşmez. Türkiye, inanılmaz maddî ve mânevî potansiyelleriyle bu sendeleyişin de üstesinden gelecektir. Ne var ki, çağdaşlıkla olan randevusuna yarım saat geç kalacaktır. * * * Hafta başındaki patırtı (dileriz) ibret yüklü bir tecrübe olacak ve o, üç kuruş etmez durakta bir daha otobüs beklenmeyecek.