Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı, çok yaşayan mı?

A -
A +

Birkaç gündür 'birileri' tarafından bu soru-cevap oyunu oynanıyor. Hani, atasözünde var ya, 'çok okuyan değil, çok gezen bilir' diye... Evet çok gezen bilir. Çünkü gezenin gördüğü zihnine son hali ile ve daha kolay kaydolur. Türkiye bu yönden biraz dezavantajlar yaşamaktadır. Vize almak zor. Seyahati planlamak zor. Uygun fiyat seçenekleri bulabilmek zor. Dürüst turizm acentası bulmak zor. Seyahat kredisi almak zor. Alınan krediyi ödeyebilmek zor. Yılık gelirden 'turizm fonu' oluşturmak zor. Bu fonun planlanan zamanda sadece maksada uygun kullanıma elverişli kalması zor. Bu kadar zorluğu bir insan ya da aile nasıl aşacak. Kime müracaat edecek, ne tür bilgilerle tatmin olacak. Şu anda Türkiye'de en organize seyahat umre ve Hac ziyaretlerinde yaşanmaktadır. Bu da Diyanet İşleri Başkanlığı, dolayısı ile 'devlet' kanalı ile mümkün olmaktadır. Geçmiş dönemlerde çok istismar edildiği için son zamanlarda özel firmalar Turizm ve Ulaştırma Bakanlıkları tarafından sıkı bir denetime tabi tutulmakta, Türsab ve Diyanet İşleri Başkanlığı marifeti ile faaliyetler denetlenmektedir. Bu denetim kaliteyi ve güveni artırmıştır. Senede 15 milyon turisti aşacak olan Türkiye 'davullu-zurnalı' sevincini bütün dünyaya duyuracak kadar -maalesef- dar kapsamlı pozisyondadır. Turizm, bir 'hedefler' politikasıdır... Bu hedeflerde neler var, kimler bulunuyor, neler yapılıyor, ne zaman ne tür sonuç alırız gibi sorular kesinlikle ve kısa sürede cevap bulmalı, elde edilen cevaplara göre planlamalar 'acilen' yapılıp yürürlüğe konmalıdır. Bunlardan ilki, vize olayını rahatlatacak siyasi manevraların hızla yapılması gerekmektedir. Vize talebinde bulunan Türk vatandaşlarına gerekirse 'devlet teminatı' sağlanmalı, bu teminat belge olarak vize verecek olan ülkeye kabul ettirilmelidir. Vize konusunda 'bugün, git yarın gel'ler çok zaman ve heyecan kaybına yol açmaktadır. Kamu ve özel sektörde çalışanlar için kesinlikle ve -bence- ivedilikle iç turizm için ayrı, dış turizm için ayrı 'turizm fonu' hesabı oluşturulmalı ve bu fon her halükarda maksada uygun olarak kullandırılmalıdır. Oluşturulacak fon için özel kredi statüsü geliştirilmelidir. Türkiye, dünyaya ve gelişmelere entegre olmak istiyorsa buna mecburdur. Ülkenin en ücra köşesinde yaşayanla megakentlerde bulunanlar 'denk fırsatlar'la teşvik edilmelidir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.