Vandallığın faturasını neden biz ödüyoruz?

A -
A +
Dün, son yılların en sakin 1 Mayıs'ı imiş. En sakini buysa sakin olmayanı nasıldı acaba? Bunu hatırlamak için çok eskilere gitmeye gerek yok, 10 yaşındaki çocuklar bile bilir ki, 1 Mayıs demek şiddet demektir, Vandallık, kırıp dökmek demektir.
 
Peki bu şımarıklığın bir sonu olmayacak mı?
Sokağa her çıktıklarında ortalığı kırıp dökmeye, yakıp yıkmaya daha ne kadar devam edecekler?
Sadece Gezi olaylarının faturası 100 milyar TL'den fazla oldu. (Dikkatinizi çekerim şaka değil, eski parayla 100 katrilyon.)
Önüne gelene "hırsız" diye bağıranların, 1 ay içinde Türkiye'ye verdikleri zarar 60 sarayın maliyetinden fazla.
 
Çevreye verdikleri zarardan bahsediyoruz. Aklımıza diğer giderler hiç geliyor mu?
Meselâ, güvenlik tedbirleri. Binlerce polisin izin yapamamasından, yevmiyesinden, kapanan caddelerden, kapanan kepenklerden tutun; insanların iş kaybına, yollarda kalmasına, tıkanan trafiğe, metroların, tramvayların sefer yapamamasına kadar...
Bunlar bilinen ama hesaplanamayan zararlar.
Ve daha aklımıza gelmeyen bir sürü zarar, ziyan...
 
Bu Vandalların ülkeye verdiği tek şey bu: Zarar, ziyan...
Peki soruyorum, zarar veren neden faturasını ödemiyor?
 
İşte bir haber: Baltimore'da bir "anarşist" polis aracına zarar verdiği için 500 bin dolar kefalet isteniyor ve ömür boyu hapisle yargılanıyor.
 
Peki ya bizim Vandallar?
Pardon, masum eylemciler diyecektik!
Muhtemelen çoğu nezarette 24 saat bile geçirmeden masum masum evlerine dönüyordur.
 
Bırakın hapis cezasını (neden bırakıyorsak) bari verdikleri zararı karşılasınlar.
Ben 38 yaşına geldim, bu yaşıma kadar devletin ve milletin bir çöpüne bile zarar vermedim. Ve benim gibi milyonlarca masum vatandaş.
Neden biz ödüyoruz bu Vandalların faturasını.
 
Bizim yüzümüzden ne kepenk kapanır, ne caddeler.
Ne de trafik kesilir.
Hani deriz ya: "Herkes bizim gibi olsa, ne polise gerek kalır, ne güvenlik kamerasına."
Polisin maaşını, güvenlik kameralarının parasını bunlardan alsınlar o zaman.
 
"Şaka mı bu?!" diyenler...
E hadi şaka olsun.
Bari kırdığınız camların parasını ödeyin.
 
Parayla ölçülemeyen, "huzur bozmanın bedelini" artık ahirette ödersiniz...
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.