Adalı yumruğu patlattı Mümin Pehlivan yanında büyük bir dikkatle çırağının güreşini seyreden Hergeleci İbrahim'e takıldı: -Te be İbram. Bu senin çırak hepten de zorlu çıktı. Baksana Adalı'nın iflahını kesti. Hergeleci İbrahim şaşkındı: -Doğrusunu istersen bu kadarını ben de beklemiyordum. Adalı sert güleşerek ona istediği gibi güleş yapmasına fırsat verdi. Adalı Halil, yağ tazeleme işini yavaştan aldı. İbrik ibrik yağı başından aşağı boca etti. Seyircilerin, "Adalı, dinlendiğin yeter", "Utanmazsan koca çınarın altına yan gel yat." şeklinde tepkileri üzerine ermeydanına yürüdü. Cazgırın işaretiyle güreş başladı. Daha doğrusu güreş değil, kavga başladı. Adalı Halil'i, Kara Ahmet'in boyunduruğu iyice kızdırmıştı. Hemen elense ve tırpanlara başvurdu. Tırpanları, Ahmet'in baldırlarına geliyor, elenseleri balyemez topu gibi patlıyordu. Canı yanan Ahmet, aynen karşılık verince, güreş, güreş olmaktan çıktı, tam bir sokak kavgasına dönüştü. Güreş iyice kızıştı. İki pehlivan, birbirlerini yiyordu. İkisinin de oyun falan düşündüğü yoktu. Tek düşünceleri, rakibini ezmekti. Adalı Halil'in güreş tarzı karşısında, Kara Ahmet'in aklı başından gitmiş, Hikmet dedenin, ustaları Hafız Pehlivanın ve Hergeleci'nin, "Evladım, ermeydanı yiğitlik meydanıdır. Orada mertliğin en güzeli gösterilir, alperenlerin hatırası yaşatılır. Geleneğimize ters düşen hiçbir hareket yapılmaz. Kötülüğe kötülükle, çirkinliğe çirkinlikle karşılık verilmez. Güç, ustalık ve gönülün kaynaşmasından doğan güleş, gösterilir." şeklindeki tavsiyelerini unutmuştu. Güreşin kavgaya dönüşmesi seyircileri kızdırdı: -Te be doğru dürüst güleşin. İşi hepten de kavgaya döktünüz. -A be sizin yaptığınızı bizim mahallenin itleri yapmaz. -Yaptığınız güleşe ihanettir. -Cazgır, şunlara iki laf süle. Hakem heyeti, cazgırı yanına çağırdı ve pehlivanlara, doğru dürüst güreşmeleri konusunda ihtarda bulunmasını söyledi. Cazgır güreşi durdurdu ve "Pelvanlar, bu şekilde güleş olmaz. Hakem heyeti, güleş gibi güleş yapmanızı ister. Yoksa her ikiniz de yenik sayılacaksınız." dedi. Adalı, bir şey demeden hemen Ahmet'in ensesine yapıştı, kurallara aykırı olarak aşırtma boyunduruk aldı. Ahmet'i boğmağa başladı. Cazgır, müdahale edip güreşi durduruncaya kadar Ahmet'i bir güzel boğdu. Cazgır, adamakıllı kızmıştı. Adalı'ya, "Bu sana son ihtarımdır. Bir daha yanlış hareketini görürsem, mağlup ilan edeceğim." dedi. Güreş tekrar ayakta başladı. Adalı'nın kurallara aykırı şekilde aşırtma boyunduruk alması, Kara Ahmet'i çileden çıkarmıştı, hiçbir şeyi gözü görmüyor, yalnızca aşırtma boyunduruk almak için fırsat bekliyordu. Ahmet, aradığı fırsatı buldu. Ense bağında dururken birden bire aşırıp Adalı'yı boyunduruğa düşürdü. Çekerek boynunu uzattı. Bu sırada cazgır, hakem heyetine bir şey söylemekle meşgul olduğundan Ahmet'in kural dışı boyunduruğunu göremedi. Ahmet o kadar kızmıştı ki, boyunduruğu ölesiye sıkıyordu. Adalı, cazgırı yanlarında göremeyince, yumruğunu olanca şiddetiyle Ahmet'in karnına vurdu. İkinci yumruk mideyeydi. Adalı'nın gülle gibi yumruklarını yiyen Ahmet, boyunduruğu çözdü. O da yumruğu Adalı'nın midesine patlattı. > DEVAMI VAR