Davul zurnayla karşıladılar

A -
A +

Güreşler biter bitmez, atlara binip köye dönmek üzere yola çıktılar. Yusuf'un kazandığı donluk basmalar, atı Karaok'un boynuna bağlanmıştı. Ödül keçi de Yusuf'un kucağındaydı. Yusuf, babasının terslemesi sebebiyle biraz kırgın gibiydi. Ama yine de ilk ödülü sebebiyle için için seviniyordu. Bir Karaok'un boynunda dalgalanan basmalara, bir de kucağındaki keçiye bakıyordu. "Yahu, ilk ödülümüz keçi oldu. İnşallah keçi gibi aşılmaz dağ zirvelerinde koşturmak zorunda kalmam. Şu keçi de eve kadar sabretse de üzerime pislemese" diye düşünürken, korktuğu başına geldi ve keçi, Yusuf'un poturunu pisledi. Çok kızan Yusuf, tam kucağından keçiyi atacakken babasının ve hocasının yanında bulunduğunu hatırladı ve "Ya sabır, ödülün de sıkıntısı büyük olurmuş" diyerek atmaktan vazgeçti. Yusuf'un ustası, babası ve köylüleri, şakalaşarak köye doğru yol alıyorlardı. Yusuf ise sanki ödülü kazanmış değil de kaybetmiş gibiydi, hâlâ babasının kendisini terslemesinin tesirinden kurtulamamıştı. Demir Baba'yı, cüceyi, Tosun Bey'i, Bulgar katliamında ölen nice günahsızları, güle üç defa yenilmeyi, günahsız insanların zulümle ölmesindeki esrarı düşünüyor ve beynindeki suallere cevap arıyordu. Acaba Dursun Pehlivan, kendisine cevap verebilir miydi? O da Demir Baba Dergahı'nda yetişmişti, kendisine cevap vermesi lazımdı. Yusuf, duyduğu gürültüyle irkildi. Evlerinin önüne yaklaşmışlar, o ise hiç farkına varmamıştı. Bu kalabalık da neydi, hem de davul zurnalı? Neyi kutluyorlardı acaba? Yusuf, davul zurnalı kalabalığın kendisine doğru geldiğini görünce şaşırdı. Niçin kendisine doğru geliyorlardı. "Afferin Yusuf", "Başpelvan olman yakındır" şeklindeki bağrışmaları duyunca durumu farketti, demek ki, küçükorta ödülünü aldığını duymuşlardı. Ama nasıl? Yusuf, kalabalığın içinde halasının oğlu Ali'yi görünce durumu anladı. Ali de o gün güreşlerdeydi. Demek ki, atını onlara farkettirmeden hızlı sürerek önden gelip Çavuş Ninesi'ne ve annesine müjdeyi vermiş, tabii ki bahşişi de almıştı. Kendisini serhat türküleriyle karşılayan ve tebrik eden köylüleri, Yusuf'un üzüntüsünü alıp götürdüler. Köylülerinin sevinci,Yusuf'u Kırkpınar'da başpehlivan birincisi olmuş gibi coşturmuştu. Karalarlı köylüler, övünecekleri ve geleceği parlak bir pehlivana kavuştukları için sevinç içindeydiler. Köylüleri, akşama kadar Yusuf'u bırakmadılar, herkes ne kadar çabuk güreşlerini bütün teferrufatıyla öğrenmişlerdi. Fırsat, bulup eve geldiğinde, en büyük ödülü, ninesi Çavuş Ana ve annesi Ayşe gelinden aldı. Onların ödülü, ta gönülden kopan sevinç gözyaşlarıydı. > DEVAMI VAR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.