Karalar köylüleri, Oluklu köylülerinin davet için mendil gönderdiğini haber almışlardı. Bu Karalar köylülerine çok dokunmuştu. Köyün bütün yetişkinleri, Oluklu Köyü'ndeki düğüne gitmeğe karar verdiler. Deliorman'daki köyler arasında tatlı bir rekabet vardı. Bu rekabet güreşçiler vasıtasıyla yapılırdı. Her köy kendi güreşçisiyle övünür, onun başarısı için gayret ederdi. Bazen iş kavgaya kadar giderdi, bu zaman araya yaşlılar girer, ortalığı yatıştırırlardı. Oluklu Köyü'ne güreşe gidileceği gün, erkenden yola çıkmak için harekete geçtiklerinde, Yusuf, babası ve ustası şaşırdılar. Karalar Köyü'nün yetişkin bütün erkeklerini, köy meydanında kendilerini beklerken buldular. Deliorman'da bulabildikleri taşınabilecek en uzun sopayı bulmuşlar, ucuna çeşitli renklerde basma, en tepesine de ay yıldızlı bayrağı bağlamışlardı. Köylülerini tam takım kendilerini bekler görmek, Yusuf'un babası İsmail Ağa'nın hoşana gitmişti. Hep birlikte yola çıktılar. İsmail Ağa'nın yedeğinde üzerinde harika koşumları bulunan çok güzel bir at vardı, ama köylüler, cesaret edip, binicisiz atın ne olduğunu, İsmail Ağa'ya soramadılar. İsmail Ağa'yı kızdırıp da neşeli başlayan yolculuğu bozmak istemediler. Hedef, Oluklu Köyü'ydü. Oluklu Köyü, Karalar Köyü'nün batısında, yaya yürüyüşüyle 4 saatlik mesafede, 55 hanelik küçük ama şirin bir orman köyüydü. Köyün girişinde davul zurnayla karşılandılar. Karalar Köyü gençlerinin sopası, Oluklu Köyü'nün sopasından biraz kısa kaldı ne de olsa onlar orman köyünün gençleriydi. Azıcık neşeleri kaçtı, ama güreşin heyecanıyla hemen unuttular. Karalar Köyü heyeti, davul zurna eşliğinde düğün sahibinin yanına geldi. Herkesin gözü, binicisiz attaydı. Karalar köylülerini gören düğün sahibi Çatıkkaş Hüseyin Ağa, fırladı: -Vay İsmeyil Agam. Ooj gelmiş sefalar getirmişsiniz. -Ooj bulduk bre Üseyin agam. Mendil günderip davet itmişsin, biz de başüstüne deyip geldik. Görcez bakalım mendil kime ilazım olcak. Çatık kaşlı Hüseyin Ağa'nın çatık kaşları çözüldü, güldü: -Kızma be İsmeyil agam. Bizim agaların işi. Yavv, Pelvan Deli İsmeyil Aga, şakaya gelmez dedimse de dinnnetemedim. Sen artık kusurumuza bakma. Ama işin gerçeğini arıyorsan asıl mendil bize ilazım olcak galba.. Neyse burası ne de olsa düğün evi, mendil çok baari. Hüseyin Ağa'nın sözleri hepsini güldürmüştü. İsmail Ağa, taşı gediğine koymanın zamanı geldi deyip Hüseyin Ağa'ya seslendi: -Üseyin Agam. Sizde yeteri kadar mendil varsa da biz başka bir şey daha getirdik. Hüseyin Ağa, şaşırmıştı: -Te be İsmeyil Pelvan, yoksam cenazemizi kaldırmak için tabut mu getirdin? Devamı var