Helalleşip boynu bükük ayrıldı

A -
A +

Hafız'ın aniden yerden fırlaması, hem Yusuf'u hem cazgırı telaşlandırmıştı. Hafız, yenilgiyi hazmedemeyip, kendi köyünde güreşmesini fırsat bilip kavga mı çıkarmak istiyordu. Hafız, Yusuf'un telaşını görünce acı acı gülümsedi: -Bre Yusuf, niyetim kavga değil. Seni tebrik etmek. Zorlu pelvanmışsın. Seni küçük gördüm. Ama sen şak kündesiyle bana çok güzel bir cevap verdin. İnşallah, çok yakın zamanda Pomak pelvanlar karşısında Deliorman'ın yüzü akı olcaksın. Hafız aganı her zaman yanında bil. Hafız, Yusuf'a sarıldı, onu hafifçe kaldırıp helalleşip boynu büyük vaziyette meydandan ayrıldı. Kendi küyünde, çok kötü bir şekilde hem de isimsiz bir pehlivana yenilmişti. Hafız'ın son davranışı, Yusuf'u duygulandırmıştı. Hafız ne de olsa Deliormanlı'ydı. Güreş esnasında o kadar kızmasına rağmen, herşeyi güreş içinde bırakıp, çok mertçe, yağlı güreş ve Kırkpınar geleneğinin gerektirdiği gibi davranmıştı. Yusuf, kendi köylüleri, anne-babası önünde, Hafız'ı şak kündesiyle yenmekten dolayı üzüntülüydü, ama burası ermeydanıydı. Hisle değil, akılla hareket edilmeli, ermeydanında babası dahi olsa, kıran kırana güreşip geleneğin gereği yerine getirilmeliydi. Cazgır Yusuf'un güreşini çok beğenmişti: -Aferin oğlum. Hafız'ı kolay yendin. Kuvvetin yerinde. Ustan da seni iyi yetiştirmiş, güzel ahlaklı bi gence benziyorsun. İyi bir pelvan olmak için her şeye sahipsin. Allah nazardan saklasın. Yusuf, bir genç kız gibi kızardı: -Amin, ustam, maşallah, Afız da çok ii bi pelvaan. Büün tesadüfeen ben yendim, kısmet banaymış, o da beni yenebilirdi. Cazgır, güldü: -Te be oğlum! Biz bu sakalı değirmende ağartmadık, bu meydanlarda ağarttık. Ustanın sana nası işaret verdiğini ve senin hemen harekete geçerek Hafız'ı nası yendiğini görmedim mi saniyorsun? Yusuf, mahçup bir şekilde meydandan ayrıldı. Hafız'ın hemşehrisi Torlak Köylüler de herşeye rağmen Yusuf'un hakkını Yusuf'a vermekte gecikmediler: -Te be bu Şumnulu pelvanda istikbal var! -O nası şak kündesiydi üle? Nası da attı koca Hafız'ı. -Allah nazardan saklasın ba. -Birden bire meydannara çıktı. Daa önce hiç güleşini görmemiştik. Yusuf'un galip geldiğini ve kimsenin itiraz etmediğini gören ve rakibini sarmada tutan İsmail Pehlivan, hasmının dış taraftaki ayağını içeri doğru büküp, önce oturmasını sağladı, sonra da, omzu tarafına vücudunun bütün ağırlığını vererek kolayca yaydı. Bir an nefeslenip rakibinin doğrulamadığını görünce, tek kapan takıp sırt üstü çevirerek yendi. İki Şumnulunun, iki Razgıradlı pehlivanı yenmesi seyircileri çok üzmüştü. Ama en çok üzülen de, Umur Köyü'nden küçük, kara bir Ahmed'di. Hıçkıra hıçkıra, "Buba bizim pelvanlaa yenildi, buba bizim pelvanlaa yenildi. Ben büyüyünce pelva olcam ve hiç yenilmice" diye ağlıyordu. Ahmed'in babası Ali Ağa, şaşırıp kalmıştı, 5 yaşındaki çocuk, hangi duyguyla gözyaşları içinde kalmıştı? DEVAMI VAR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.