Kırkpınar rüyaları görüyordu

A -
A +

Yatsı namazını kıldıktan sonra, ustası Dursun Pehlivan, "Yarın güleş yapcaksın, seen erken uyuman ilazım" diyerek Yusuf'u yatmağa göndermişti. Yusuf, gitmek istememişti, iyi biliyordu ki, babası ve diğerleri sabah namazına kadar güreş konuşacaklar, Sarı Saltuk'tan Er Sultan'a, Kazıkçı Karabekir'den Kavasoğlu'na nice efasene pehlivanların menkibelerini anlatacaklardı. Dinlemek için neler vermezdi. Ama, emre uyarak yatmağa gitti, gönlü, aklı fikriyse güreş sohbetinde kaldı. Yusuf, yatağa girdi, ancak, uyumak ne mümkün. Gidip gizlice anlatılanları dinlemek istedi, fakat yakalanırsa çok ayıp olurdu. Yatağın içinde döndü durdu. Heyecanlıydı. İlk defa, Şumnu gibi büyük bir yerde güreş tutacak, paşalar, Şumnu'nun ileri gelenleri orada olacaklardı. Yusuf, kendisine güveniyordu, ancak yine de heyecanlanmaktan kendini alamıyordu. Yusuf, daha şimdiden Kırkpınar, Kırkpınar'da Aliço ile güreştiği hayalleri kurmağa başlamıştı. Yusuf, delikanlılığa yeni adım attığı bu yıllarda, Aliço, Kırkpınar'da rakipsizdi. Çoğu zaman güreşmeden başpehlivanlık ödülünü alıp gidiyordu. Aliço'nun yine güreşmeden ödülü aldığı haberi Deliorman'a gelince bütün Deliormanlılar, kızıyor, "Ey Aliço, saa Kırkpınar'ı dar getircek bi yiğit inşallah, Deliurman'dan çıkcak" diyorlardı. Yusuf da bunları işittikçe, Aliço'ya Kırkpınar'ı dar getirme ateşiyle yanıyordu. Yusuf, Dursun Hoca'nın kendisine artık öğretecek bir şeyi kalmadığını, kendisiyle birlikte güreş kovalayabilecek, halen güreşmekte olan bir hocayla birlikte olması gerektiğini düşünüyordu. Yusuf, bu düşüncelerle uyuyakaldı. Rüyasında Kırkpınar'daydı, Aliço ile güreş tutuyordu. Cuma namazından sonra, bütün Deliorman, Kışla Meydanı'na koşmuştu. Çünkü Deliormanlılar'ın iki karasevdalısı oradaydı. Bir tarafta, at yarışları diğer tarafta güreşler. Deliormanlı nasıl yerinde dururdu. Tuna Orduları Başkumandanı Abdülkerim Nadir Paşa'nın güreşlere gelmesi ortalığı daha da heyecanlandırmıştı. Ustası Yusuf'un, büyükortada güreşmesini istemişti. Kel Mehmet'in de başaltına çıkacağı haberini almışlardı. Yusuf'un heyecanla beklediği an gelmişti. Cazgır, büyükorta pelvanları miidana diye bağırmasıyla Yusuf, besmele çekip üzerindeki beyaz gömleği çıkardı. Yağ kazanına doğru yürüdü. Yusuf'tan başka dört pehlivan daha soyunmuştu. Bu dört pehlivan, büyükortanın meşhur pehlivanlarıydı, seyirciler bunları tanıyordu, ancak Yusuf'u ilk defa büyükortada görüyorlardı. Yusuf, her ne kadar boylu poslu olsa da, her halinden 17 yaşında bir genç olduğu belli oluyordu. Seyircilerin tepkisi değişik oldu: -Kim bu beyaz tenni sarışın? -İlk defa görüyeriz? -Abe epten tecrübesize benziyeri. -Büyükorta pelvannarı ezee bunu. -Te be bunun ustası nerde. Nası salmışla büyükortaya? -Yannız boyla posla pelvanlık olur mu? Tecrübe ilazım. DEVAMI VAR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.