Ne yapacaklarını bilemediler -180-

A -
A +

Kırkpınar'ın efsane ismi Aliço, Yusuf'un altına düşmüştü. Aliço, kalkmak için hemen harekete geçti. Fakat Yusuf, sağa sola savurarak kalkmasına müsaade etmiyordu. Yarım saat, yerde boğuştular. Seyirciler, aklı başından gidecek gibi olmuştu, Aliço gibi birisi yarım saattir Yusuf'un altından kalkamıyordu: -Te be Aliço hastalandı mı acaba? -Ne hastalanması idmansız, senelerdir elini kolunu sallaya sallaya güreşti. -Bu Yusuf, hem korkunç kuvvetli, hem de çok usta. Yusuf, Aliço'nun bıyıklarının dikildiğini hissetti, Aliço, Yusuf'u bileklerinden yakaladı ve ayağa kalktı, kalkmasıyla birlikte, "Maşallah bre aslana" diyerek naralandı. Aliço, patlayan bir volkan gibi Yusuf'un üzerine yürüdü, çapraza aldı ve Yusuf, çengellenip sırtüstü gitmemek için can havliyle yüzü koyun kendini yere attı. Aliço, kemaneyle Yusuf'u ezemiyeceğini anlamıştı. Güreş bir saati bulmuştu. Aliço, kendi göbeğinin Yusuf'unkine bakarak biraz daha fazla inip kalktığını farketti, arada 20 yaş fark vardı, senelerdir zorlu güreş yapmadığı için hamlaşmıştı. Aliço, taktik değiştirdi, Yusuf'u ezemeyeceğini anlamıştı. Bir an önce yenmek, Kırkpınar'da senelerdir devam eden hakimiyetini devam ettirmek için künde aramağa başladı. Tam kündeyi doldurdum derken Yusuf, yılan gibi elinin arasından kaydı. Aliço, Yusuf'un kıspetinin arkasından yakaladı, tekrar altına aldı, bu sefer paça kazık oyunu almağa çalıştı. Yusuf, Aliço'nun paçasındaki elini bastırdı ve Aliço tarafından tutulan ayağının üzerinden dönerek Aliço'nun arkasına dolandı. Aliço da hemen, Yusuf'un iki elini yakalayarak doğruldu. Bu kıran kırana güreş karşısında seyirciler, kendilerinden geçmişlerdi. Yusuf'un ustası Pomak Osman, "Ya Rabbi bana bu günleri, çırağım dediğim şu yiğidin Aliço karşısında ezilmeden başa baş güreş çıkardığını gösterdin ya artık ölsem de gam yemem" diyerek ağlıyor, yanındaki seyirciler, Pomak Osman'ı tebrik ediyorlardı. Aliço ile Yusuf, yine ayakta karşı karşıya gelmişlerdi. Karşılık tırpan ve elenseler yağmur gibi yağıyordu. Güreş üç saatini doldurmasına rağmen, yeni başlamış gibi sürüyordu. Yaşanılanlar inanılır gibi değildi. Seyirciler arasındaki en yaşlılar dahi gözyaşları içinde "Biz bile Kırkpınar'da böyle bir güreş görmedik" diye yemin ediyorlardı. Yusuf, güreşin başından beri Aliço'nun dik güreştiğini, paçalarını, ayaklarını hiç kollamadığını farketmişti. Ustası, sıkı sıkı tembihlemiş, "Sakın ola, Aliço'nun paçalarının meydanda olduğunu görüp de dalayım deme, anında boyunduruğu yetiştirir, sen paçaları bırakıncaya kadar boğarak soluğunu keser" demişti. Bu sebepten, dalmak için teşebbüse geçmedi. Güreş dört saati bulduğunda, Aliço, Yusuf'a nazaran biraz yavaşlar gibi olmuştu. Seyirci ve hakem heyeti durumu farketmişti: -A be Aliço'nun ilk hızı kalmadı. -Normal be. Yaşı elliye dayandı, karşısındaki 25 yaşında ya var ya yok. -Hem de kaç senelerdir, ciddi güreş tutmamıştı, idman eksikliği var. Hakem heyeti, kendi arasında konuşup güreşi berabere bitirmek için konuştular, ama senelerdir Kırkpınar'da rakipsiz olan Aliço'ya bunu söylemeğe cesaret edemediler. Ne yapacaklarını bilemediler. > Devamı var

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.