Ölüm haberiyle yıkıldılar

A -
A +

Düğün güreşinin ertesi günü, Yusufla ustası yine çalışmağa başlamışlardı. Dursun Pehlivan'ın, "Yorgunsundur isteesen bi gün çalışmaa ara verelim" teklifine Yusuf, yorgun diilim diyerek karşı çıkmıştı. Yusuf, ustasını üzgün gördü: -Hocam, hayır olsun, sizi üzgün görüyerim. Dursun Pehlivan'ın gözleri yaşlıydı: -Sorma be Yusuf, çok üzüntülüyüm. Padişaamız Abdülaziz Han, ölmüş. Yusuf, duyduklarına inanamıştı: -Ölmüş mü? Abdülaziz Han ha? Hasta mıymış? -Hayır. Onu tahttan indirenlee, bilekleeni keserek intihar ettiini sülemişlee ama kimse inanmıyeri. Hüseyin Avni ve Mithat Paşalar, tarafından satın alınan bir kaç saray pelvanı tarafından öldürüldüü söyleniyeri. Yusuf'un şaşkınlığı ve üzüntüsü iyice artmıştı: -Hem de saray pelvanları tarafından ha! Pelvanları ve güleşi bu kaa çok seven velinimetine karşı bunu, hangi pelvanlaa yapabilmiş? -Cezayirli Mustafa Pelvan'ın olduu söyleniyeri. -Vay şerefsizlee vay. - Onun öldürdüüne dair henüz kesin bi şey yok. Bu bakımdan günaanı almamak ilazım. Ama kesin ulan bi şey vaa, o da o koca pelvan padişaamız artık aramızda yok. Yusuf, Abdülaziz Han'ın, Kavasoğlu, Aliço, Arnavutoğlu, Sicimoğlu, Şamdancıbaşı İbrahim ile içiçe o kadar çok menkibelerini dinlemişti ki, kendini tutamadı, hüngür hüngür ağlamağa başladı. O günkü çalışmayı iptal ettiler. Abdülaziz Han'ın ölüm haberi, Karalar Köyü'ne ancak üç ay sonra gelmişti. Bütün Karalar Köyü, Abdülaziz Han için ağladı, bütün evlerde mevlitler okundu, hatimler indirildi. Ustası, "Güleş, güleşirken üürenilir, güleştikçe ustalaşılır" diyerek Yusuf'u uzak, yakın bütün düğün gürüşlerine götürüyordu. Yusuf, küçükortada katıldığı bütün güreşleri hiç zorlanmadan alıyordu. Yusufların evi, ödül getirdiği koyun ve keçilerle dolmuştu. Ama bütün bunların içinde, Yusuf'un ilk ödülü kara keçinin yeri başkaydı. Karakeçi, Yusuf'un gelmesini bekler, eve geldiğinde ondan ayrılmazdı. Yusuf da, bir taraftan devamlı parmaklar arasında balmumu yoğururken diğer taraftan da keçiyle tos çalışarak avuçlarını kuvvetlendiriyordu. Ancak, Yusuf'u, artık, ödül olarak aldığı keçi ve koyunlar tatmin etmez olmuştu, onu gözü boğalarda, taylardaydı. Yusuf'ta, çok büyük çalışma gayreti vardı. Hiç boş durmuyor, gece gündüz idman yapıyor, koşuyor, koşuyor, koşuyordu ve devamlı ağırlık kaldırıyor, pençeleriyle balmumu yoğuruyordu, babası gibi demirpençeli diye anılmağa, tuttuğunu koparmağa başlamıştı. Yusuf, büyükortada fırtına gibi esmişti. Ancak, Kel Mehmed ile güreşmeleri yine kısmet olmadı. Kel Mehmet başaltında güreşmeğe başlamıştı. Yusuf, büyükortada eğlenmeyip başaltında güreşmek istediyse de hocası, biraz daha pişmesi için müsaade etmedi. İdmanlarda, artık hocası Yusuf'a hafif geliyordu. Yusuf, idmanını hiç aksatmıyordu. Güreşe sevgisi, karasevda derecesindeydi. Yusuf, tam bir erkek güzeli olmuştu. Nice kızlar, Yusuf'un sevdasıyla yanıyordu, ancak onun güreş güzelinden başka bir şey gördüğü yoktu. DEVAMI VAR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.