Pes etmesini de bilmeli -102-

A -
A +

Kel İsmail Pehlivan ile Sultan Abdülaziz'in Saray başpehlivanı Nasçılı İsmail'in peşrevleri, orada hazır bulunan bütün seyircileri ağlattı. Özellikle Nasçılı'nın sanki padişahın huzurundaymış gibi peşrev çıkarması, bütün seyircileri coşturmuş, Kel İsmail Pehlivan da, peşrevi bırakıp onu seyretmişti. İki pehlivanın güreşleri yarım saat kadar sürdü. Nasçılı gerçekten her bakımdan çok değişmiş, saraya layık bir başpehlivan olmuştu. Hergün Osmanlı İmparatorluğu'nun en acar, en teknik pehlivanlarıyla idman yapa yapa ve Saray'ın o nefis yemeklerini yiye yiye sanki canavarlaşmış gibiydi. Kel İsmail, canını dişine takmış, bütün ustalığını ortaya koymuş, bu yaman pehlivana yarım saatten beri karşı koymağa çalışıyordu. Ama ne de olsa hem daha yaşlı, hem de Nasçılı'ya göre idmansız sayılırdı. Güreşin uzamasının kendi aleyhine olacağını ve hemşehrilerinin önünde sırt üstü yenileceğini anlayınca, "pes" etmek de yiğitliğin, güreşin şanındandır" deyip Nasçılı'nın kulağına fısıldadı: -Te be İsmeyil. Tam saraylara, padişahlara layık bir başpelvan olmuşsun. Her halinden Sultan Abdülaziz Han'ın başpelvanı olduun belli oluyeri. Biz buralarda epten körelmişik. Bana bu kadar güleş yeter. Kel İsmail Pehlivan, Nasçılı'nın kispetine vurarak güreşi, bıraktı, onun sağ elini kaldırarak galibiyetini ilan etti. Nasçılı da, kendisinden daha yaşlı İsmail Pehlivan'ın elini büyük bir hürmetle öptü: -Ustaların ustası, dedi. Biz pelvanlığı sizlerden ürendik. Sizin gibi bu işin karasevdalıları üçü beşi aramayıp aşk ile bi şeyler yapmağa çalışanlar sayesinde pelvanlar, alperenler geleneği yaşıyor. Maşallah, çok güzel bi çırak yetiştirmişsin. Çok yakın zamanda, çırağın Yusuf'a Kırkpınar'da bile karşı koycak pelvan olmıcak. Aliço'nun işi bundan sonra zor gibi. Nasçılı'nın sözleri, Yusuf'un ustası için en güzel mükafat oldu. Gözlerine yaş yürüdü, cevap veremedi. Hayatlarının en güzel güreşini seyreden seyirciler, her iki pehlivanı da doyasıya alkışladı: -Maşallah diyin, Sultanın aslanına. -Gösterdin bre Saray başpelvanı olduunu. -Sana da afferin koca kurt İsmeyil pelvan. İki pehlivan, kolkola ermeydanını terkederken, İsmail Pehlivan, Nasçılı'ya sordu: -İstanbul'da işler nası? Sarayda artık güleş yapılmaz olmuş galba. Nasçılı derin bir iç çekti: -Yaramı deşme bre İsmeyil Pelvan. Pelvan padişahımız Sultan Abdülaziz Han'ın şehit edilmesi hadisesine pelvannarın ismi karıştıktan sonra Saray'daki bütün pelvanlar memleketlerine gönderildi. Epimiz ekmek derdine düştük. Herhalde bi müddet İstanbul'un içinde güleş yapılmasına müsaade edilmez gibime geliyor. -Yeni padişah Abdülhamlid Han, güleşi sevmiyor mu? -Yoo seviyor. O da bizim güleşlerimizi siretmeğe geliyerdi. Kendisi devamlı idman yapıyor. Saray'dan gönderilen pelvannarın epsine yardım itti, memleketlerinden toprak verdi. Ama, abisinin şehit edilmesi hadisesine pelvannarın karışması onu çok ürkütmüşe benziyor. Ben de kendisine hak veriyorum. Abdüllaziz Han'ın şehit edilmesinden sonra Saray'da kalmamız yakışık almazdı. Bakalım ilerki günler ne göstercek? > Devamı yarın

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.