Davulcu ve zurnacılar, Aliço'yu çok severlerdi, onlara bahşişi boldu. Bu sebeple, cenk havalarını bir başka vurmağa başladılar. Seyirciler gözyaşlarını tutamadılar. Aliço, tam bir huzur peşrevi çıkarıyordu, sanki Sultan Abdülaziz Han'ın huzurundaydı. Pomak Osman da durmuş, Aliço'nun çıkardığı peşrevi seyrediyordu. Bu peşrev karşısında seyirciler, çıldıracak gibi olmuştu. Peşrev bitti, pehlivanlar ense enseye geldiler, güreş başladı. Pomak Osman, Aliço'nun yanında pek küçük kalmıştı. Pomak Osman'nın işi, göstereceği, ustalığa kalmıştı, o da Aliço müsaade ederse. Bir tarafta, ustalık, teknik, diğer tarafta hem güç hem de tecrübe ve teknik vardı. Aliço ile Osman pehlivan yarım saat kadar başabaş güreştiler. Yusuf, bu güreşi çok büyük dikkatle izliyor, Aliço'nun güreş tarzını, oyunlarını öğrenmeğe çalışıyordu. Gerçi ilk yarım saat içinde oyun, ustalık falan pek olmamıştı. Pomak Osman, birşeyler yapmağa çalışmış, Aliço da bunları boşa çıkarmıştı. Yarım saat dolduktan sonra, Aliço ağır basmaya başladı. Aliço, güreşini yükünü Osman pehlivana çektirmeğe başladı. Zaten Aliço'nun güreş tarzı boydu. Saatlerce hiç yorulmadan güreşir, güreşin hamallığını karşısındakine yaptırır, devamlı onu hareket halinde tutar, elenselerle ezer, sonunda da ya yener ya da pes ettirirdi. Bugün de böyle oldu. Kurnaz Aliço işini biliyordu. Yarım saat geçtiği halde, hiç güreşmemiş gibiydi. Sanki güreşe yen çıkmıştı. Osman pehlivan da Aliço'nun bu güreş tarzını bildiği için, bütün enerjisini ortaya koymuş, ilk elde bir şeyler yapabilmek için saldırı üstüne saldırı yapıp bilgi ve tekniği konuşturmuştu. Ancak, çabaları, dağ misali kayaya çarpan dalgalar gibi, Aliço'yu hiç etkilememişti. Osman Pehlivan, Aliço'yu iyi tanıyordu. Senelerdir güreş meydanlarında karşı karşıya geliyorlardı. İlk yarım saat sonrası, elense ve tırpanlarla yavaş yavaş harekete geçer rakibini ezerdi. Eğer bir şeyler yapmazsa aynı şeyleri kendisine yapacaktı. Osman Pehlivan, ilk yarım saat sonrası, ustalık ve teknikle bir şeyler yapmağa çalıştı. Ama netice alamayınca, kuvvet, güç, tekniğe, ustalığa galip geldi ve Osman Pehlivan, Aliço'ya pes etti. Bu şekilde 1882 Kırkpınar güreşlerinde de Aliço başpehlivan birincisi oldu. Seyirciler, Aliço'yu aykaşladılar: -Şu dünyada var mı senin gibisi. -Gösterdin yine rakipsiz olduğunu. Aliço, Osman Pehlivan ile hellalleştikten sonra şöyle bir seyircileri selamladı ve çadırına çekildi. Aliço'nun çadırına çekildiğini gören seyirciler biraz daha rahat konuşmağa başlamışlardı: -Te be, son yıllarda şüle kıran kırana baş güleş seyredemez olduk. -Şu Aliço'yu hiç olmazsa zorlayacak pehlivan çıkmayacak mı? -İnan ki artık Kırkpınar zevk vermez oldu. Seyircilerde biri, Pomak Osman'a dert yandı: -Te be Osman Pelvan. Bu Aliço hep büle kolayca Kırkpınarda birinci mi olacak, onu zorlayacak kimse çıkmayacak mı? Osman Pehlivan gülümsedi: -Merak etme baba. Aliço'nun da zorlancağı günler yakındır. Bir iki sene sonra, Aliço elini kolunu sallaya sallaya Kırkpınar'da birinci olamayacak. -Osman Pelvan, kimdir bu Aliço'yu zorlayacak pelvan. Başaltında güleş yapan Şumnulu Yusuf mu? Devamı yarın