Suç işlemiş gibi mahçuptu

A -
A +

Yusuf, "Bunda bir iş var. Bu adam yaşlı olduğu için mahsustan yere düşüyor. Yerde yapacağı oyunlarla beni yenmek istiyor." düşüncesine kapıldı ve üzerine gitmedi. Gerçekten de Yusuf böyle düşünmekte haklıydı. Hasmı, bu genç pehlivanın büyükortadaki güreşini görmüş, onu ayakta yenemiyeceğini anlamış ve yerden yapacağı bir oyunla yenmeyi tasarlamıştı. Yusuf, üzerine gelmeyince mecburen ayağa kalktı. Yusuf'un elenselerinin nice zorlu olduğunu gördüğü için de ondan uzak durdu. Hasmı, elense yememek için dikildiği bir zamanda, Yusuf'un beklediği fırsat doğdu, ihtiyar pehlivanın dikilmesiyle birlikte ayakları açıkta kalmıştı. Yusuf bu fırsatı kaçırmadı ve rakibi ayağını geri çekmeden tekten kaptı ve hasmı kendini yere atamadan, kündeyi alıp aşırarak diz kündesiyle yendi. Seyirciler şaşkındı: -A be bu Şumnulu yine galip geldi. -Büle ihtiyar rakip karşısında ben de galip gelirim. -Hadi be susak ağızlı, sen Kırkpınar'da güleşmeyi oyun mu sanıyorsun. Yusuf, başaltındaki ilk rakibini çok kolayca yenmenin şaşkınlığıyla hasmının yerden kalkmasını beklemeden, sağ dizini yukarı kaldırıp elini sağ dizine vurup başına götürerek halkı selamladı, galibiyet temannasını çaktı. Çakmasıyla birlikte de yaptığı hatayı anladı. Nasıl olmuştu da böyle bir gaf yapmıştı. Hemen, yenilmenin şaşkınlığıyla çimenlerin üzerine oturmuş, kendisine bakan yaşlı rakibinin yanına gitti. Onun doğrulmasına yardım etti. Helalleşmek için belinden tutup yukarı kaldırdı, böylelikle her ne kadar galip geldiysem de benden üstünsün, hakkını helal et demek istedi. Ama Yusuf'un gönlü rahat etmedi, kendinden en az 15 yıl yaşlı rakibinin elini öptü: -Hakkını helal et, ayağa kalkmanı beklemeden galibiyet temannasını çaktım. Bu edepsizliğimi, Kırkpınar'da başaltında ilk galibiyetimi alma heyecanıma ver. Yusuf'un hatasını tamir etmek için çırpınması, galip gelerek sanki suç işlemiş gibi mahçup olması, yaşlı pehlivanı duygulandırdı. O da Yusuf'u alnından öptü: -Üzülme bre pelvan. Sen, sözlerin ve davarınışınla hatanı tamir ettin, benim gönlümü kazandın. Çok zorlu bir pelvan olacağa benziyorsun. Bundan sonrasını Aliço düşünsün. Pehlivanın sözleri, Yusuf'u çok sevindirdi. Galibiyet yüküne bir de gönül yıkma yükü eklenmemişti. Birlikte çayırdan çıkarlarken cazgır yanlarına geldi. Yusuf'un elini havaya kaldırarak, "Şumnulu Yusuf Pehlivan hasmını künde ile yenmiştir." diye bağırdı. Bu arada yenilen pehlivan boynu bükük bir halde yanlarından ayrılmıştı. Cazgır, Yusuf'a, "Aferin Yusuf pelvan. Kolay bir galibiyet kazandın. Ama ikinci güleşinde dikkatli ol. O, yendiğin rakibe benzemez." dedi. Yusuf, nasihatinden dolayı cazgıra teşekkür etti, cazgırın ilk defa başaltına çıkan kendisini korumak için ihtiyar rakibini bilerek kendine verdiğini anladı. Yusuf, Pomak Osman pehlivanın yanına gelip oturdu. Osman Pehlivan da, çırağı olmasını arzuladığı Yusuf'un galibiyeti sebebiyle seviçliydi: -Tebrik ederim Yusuf pelvan. Ben sana demedim mi, başaltı pelvanlarını yenersin diye. Bak çok kolay bir galibiyet aldın. Yusuf kızardı: -Yok usta bir kazadır oldu. Cazgır bilerek bana bu zayıf rakibi vermiş. Osman Pehlivan güldü, Yusuf, şaşırdı. Devamı var Not: Daha önce yayınlanan 1. bölüm ve şu anda yayınlanmakta olan ikinci bölümden noksanlar e-mail vasıtasıyla arzu edenlere gönderilir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.