Uzun uzun ikisine baktı...

Tercüman yerini aldı. Ve Komisyon soruşturmaya başladı: Çeretliyef, önündeki kağıda bir göz atarak sordu, tercüman hemen Türkçe'ye çevirdi, çünkü, Nadya ve Rayka da çok iyi Türkçe biliyorlardı: -Bayan Daskalitsa. (*) İnsanlık ve medeniyet adına öğrenmek istediklerimizi bize bildirmek arzusunda mısınız? Güzel Balkan kızı Rayka, çevik bir hareketle doğruldu ve gür bir sesle cevap verdi: -Evet. Ben Balkan kiziyim, hiç bi şeyden korkmam. Çeretliyef, Tosun Bey ve Yusuf'u işaret etti: -Bu iki erkeği eskiden tanır mıydınız? -Hayır! -Ne zaman tanıştınız? -Biz tanişmadik, ihtilal bizi karşi karşiya getirdi. Ellerimizde silahlarimiz vardı. Ben onlari öldürmeye hazir buluniyerdim. Rayka'nın cevapları Komisyonu şaşırtmıştı. Rayka, bekledikleri cevapları vermiyordu. Israrla sordular: -Sonra ne oldu, sonra ne oldu? -Sonrası ne demek... Ben firsat bulamadim. Onlar daha hizli davrandiler. Beni esir aldiler. -Esir edilmemiş olsaydiniz, ilk önce hangisini öldürürdünüz. Rayka, birdenbire cevap veremedi. Başını önüne eğdi. Uzun uzun Tosun Bey ve Yusuf'a baktı. Neden sonra, dalgın dalgın mırıldandı. -O zaman elime öldürme firsati geçseydi napardim, bilmiyerim ama... Şu an elime böyle bir firsat geçse ne yapacaami çok iyi biliyerim. Komisyon üyeleri ve gazateciler dahil orada hazır bulunan herkes, heyecanlanmıştı. Şimdi eline fırsat geçince Rayka, Tosun Bey ve Yusuf'u ne yapardı, acımadan öldürür, kıtır kıtır keser miydi? Komisyon üyesi Çeretliyef merakla sordu: -Şimdi böyle bir fırsat elinize geçseydi ne yapardınız? Rayka, tekrar Tosun Bey ve Yusuf'a baktıktan sonra manalı manalı gülümsedi: -Ne mi yapardim. Büüle, mert, yakışıklı, cesur iki adamdan büyüünü babam bilir, elinden öper, gencini de kardeşim bilir, gözlerinden öper, onlar için er türlü fedakarlaa katlanırdim. ¥ DEVAMI YARIN ........ (*) Daskalitsa, Bulgarca'da bayan öğretmen demektir.