Seyircilerin tepkisi, Yusuf'u endişelendirir gibi oldu. Ama ustası çırağını ve çıkan pehlivanları iyi bildiği için hiç endişeli değildi, Yusuf'a son tavsiyelerde bulundu: -Evladım. Bu pelvanlaan, senden yaşça büüük ve tecrübeli uldukları muhakkak. Ama pelvanlık yaşla başla olmaz. O Allah vergisi ve çok çalışma ile olur. Hiç korkma! Seen pelvanlıın da kuvvetin de onnaadan aşaa diil, bana güre daa fazla. Ama sen, rakibin karınca da ulsa kendini büük göömücen. Her zaman karşında en birinci pelvan vaamış gibi güleşçen. Saa üürettiim güleş tarzı bunnarın içbirinde yoktur. Bu pelvanlaa ep yavaş güleşmee alışıktırlaa. Seen ızlı güleşine ayak uyduramazlaa. Yetee ki sen been ürettiim gibi güleş. Adi Allah kulaylık veesin. Yusuf, çabuk çabuk hasımlarını yenip büyükortayı kurtardığında ortalığı büyük bir şaşkınlık aldı: -Te be kim bu kızan? Epten de fırtına gibi esti ba. -Karalar küünden İsmail Ağa'nın kızanıymış be? -Otluk küyü isyanında kahramanlık güsterdii için kendisine Aziziye nişanı verilmiş. İsmail Ağa'yı tanıyanlar hemen tebrike koşmuşlardı: -Te be İsmeyil Aga, adi gene iisin. - Maşallah! Aslan gibi bi pelvan bubası olmuşsun! -Te be şu pomaklaadan Kırkpınar başpelvanlıını alaam aatık. -Seen, Kırkpınar'da baş güleşini göremedik ama bunu görcez galiba. İsmail Ağa, kendisine dünyalar verilseydi bu kadar sevinmez, memnun olmazdı. Bu sırada ortalık karıştı, Yusuf'u, babası ve ustasını, Tuna Orduları Komutanı Abdülkadir Nadir Paşa'nın istediği yaveri tarafından bildirildi. Büyük heyecanla Paşa'nın yanına geldiler. Paşa, Yusuf'un güreşlerini çok beğendiğini söyliyerek, her üçünü de tebrik etti. Tuna boyundan bir başpehlivan çıkması için her türlü desteği vermeğe hazır olduğunu söyledi. Ve Yusuf'a altın köstekli saatini hediye etti. Yusuf, Osmanlı padişahının huzuruna çıkmış gibi heyecanlanmıştı. Tuna Orduları Komutanı ile görüşeceğini rüyada görse inanmazdı. Teşekkür ederek Paşa'nın yanından ayrıldılar. Yusuf, ödül olarak verilen 5 sarı lira altını almış, babası ve ustasıyla birlikte güreşleri seyrediyordu. Ustası, güreşçiler ve oyunlarıyla ilgili ona bilgi veriyordu. Yusuf, için en güzel hediye Paşa'nın onu kabul etmesi ve saatini vermesi olmuştu. Birara ustası heyecanlandı: -Yusuf, işte Kel İsmeyil Pelvan. Onun güleşine çok dikkat it. Yusuf, ustasının işaret ettiği kişiye baktı. Kara kuru, saçının çoğu dökülmüş, yetmiş okka kadar ağırlığında, gösterişsiz bir kişiydi. Yusuf'un pek gözü tutmamıştı. Dursun Pehlivan, Yusuf'un Kel İsmail Pehlivanı beğenmediğini farketmişti, bir şey söyliyecekti, sonra vazgeçti. Akşam olmuş, güreşler bitmişti. Tam yol hazırlıkları yapılırken, Dursun Pehlivan ve babası Yusuf'u yanlarına çağırdılar. Yusuf, bir an önce köye gitmek, köstekli saatini ve ödül olarak kazandığı beş adet sarı lira altını Çavuş Ninesi'ne ve annesine göstermek için can atıyordu. Dursun Pehlivan, Yusuf'u kolundan tutup babasının yanına getirdi. DEVAMI VAR