Ustasının sözleri Yusuf'u hayrete düşürmüştü: -Annayamadım ustam. İsmail Pehlivan, güldü: -Annayamazsın tabi. Hele sen de usta bir pelvan ol ve ihtiyarla o zaman annaasın ne dimek istidiğimi. Şimdi iyi dinne: "Saçlarıma ak düştükten sonra, Ya Rabbim evladım yok. Bana iç olmazsa, yetiştirip adımı sanımı yaşatacak, Kırkpınar geleneklerine sahip çıkcak bi çırak nasip it, diye senelerce dua ittim. Eğer bu dileğim kabul olursa, Allah rızası için Demir Buba Dergahı'nda bi koç kesip etini burdaki fakirlere, talebelere dağıtcam diye adakta bulunmuştum. Senin Şumnu'daki güleşini görünceye kadar kimseyi biyenmedim. Kiminin pelvanlığına, kiminin terbiyesine, kiminin vucud yapısına, bazısının kaşına, gözüne bahane bulup ısınamadım. Ama seni görünce tam benim aradığım, emeğimi boşa çıkarmıcak, Kıkpınar'da Aliço'nun karşısına çıkıp da başpelvan olacak kızan didim. Tam, bubanın ve Dursun Pelvanın yanına gidip seni onnardan isticem zaman siz çıkıp geldiniz. Ve bubanla Dursun Pelvan, seni bana çırak vermek istidiğini sülediler. Hem çok şaşırdım hem de sevindim. İstediğim kendiliğinden gerçekleşmişti. Yaptığım imtahanı da kazanınca, yanıma çırak olarak aldım. Bunları anlatırken, eski günlere gidip gelen Kel İsmail Pehlivan, iç geçirip Yusuf'un omuzuna şöyle bir vurdu: -Ya Yusuf oğlum. Sen bana üle durup dururken çırak olmadın. Bi şeye kavuşmak için çok isteyip dua itmek ve çok çalışmak ilazım. Ustasından bütün bunları dinleyen Yusuf, acaba, ustam, benden memnun mu, aradığını bulabildi mi diye düşündü, bunu ustasına sormak istedi, ama edebe uygun düşmez diye soramadı. Ustası konuşmasına devam etti: -Allah için sen de benim beklentimi boşa çıkarmadın. Hatta sende beklediğimden çok daa fazlasını buldum, hem pelvanlık hem de insannık olarak. Eğer çalışmağa divam idersen, inşallah ilerde çok büyük bi pelvan ve iyi bi insan olursun. İnşallah Demir Buba'ya gidip adağımı yerine getirdikten sonra, seni köyüne gönderirim, artık güleş mevsimi geçti, İramazan da yaklaşıyor. Bir müddet sohbetlerine devam eden Yusuf'la ustası sabahleyin sabah namazına kalkabilmek ve yola için erken yattılar. HHH Yusuf ve eski dostu Kel İsmail Pehlivan'ı iki ay sonra, karşısında gören Demir Baba Dergahı Baş Hocası İsmail Pehlivan, çok sevinmişti. Yusuf'un arkadaşlarının yanına gitmesine izin verdikten sonra iki arkadaş, hemen lafı, çırakları Yusuf'un güreşlerine getirdiler. Kel İsmail Pehlivan, Yusuf'un iki aylık güreşleri hakkındaki intibalarını anlattı. Bundan sonra, Yusuf'un daha iyi yetişmesi için nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini tartıştılar ve 1877 baharında Yusuf'un Kırkpınar'a katılmasına ve burada güreşmesine karar verdiler. Aynı gün, kara gözlü bir koçu adak olarak kestiler. Yusuf, sevinçliydi, hocasına ve arkadaşlarına kavuşmuştu., Yusuf'u gören arkadaşları, hemen çevresini alıp, hasret giderdiler. Son güreşleriyle ilgili Yusuf'a nice bin sual sordular, ancak, bırakın bin cevabı bir cevap dahi alamadılar. Biraz üsteleyecek olunca Yusuf'un kızdığını görüp vazgeçtiler. Gece, bütün misafirler, Dergahın büyük salonunda, ocağın etrafında toplanmışlardı. Bütün gözler, Baş Hoca İsmail Pehlivan'daydı. > DEVAMI VAR