Karalar Köyü tarafından besiye çekilen ve ustası Dursun Pehlivan tarafından çok sıkı bir idman programına tabi tutulan Yusuf, bir ay içinde bambaşka biri olup çıkmıştı, enine ve boyuna gözle görülür bir gelişme vardı. Görenler, Maşallah demeden geçemiyorlardı. Nazar sebebiyle, bebekliğinde Yusuf'u kaybetmekle karşı karşıya kalan ninesi ve anası, nazara karşı nasıl tedbir alacaklarını bilemiyorlardı. "Yusuf'a aman, evladım. felak-nas sureleeni, ayetkürsiyi okumadan sakın ola evden çıkma" diye tenbih üstüne tenbih ediyorlardı. Yusuf'un ciğerleri açılmış, vücudu ayaklarının üzerinde sanki hafiflemiş gibiydi. Uçmak, mandalara, boğalara saldırmak istiyordu. Ciddi bir güreş tutmaya can atıyordu, ama ustası bu gelişmeyi az buluyordu. Olan bu arada Yusufların eşeğine oluyordu. Çavuş Ana, Yusuf'tan eşeği sulamasını isteyince, Yusuf, eşeği omuzuna alıp bağırta bağırta çeşmeye götürüyordu. Ama Çavuş Ana'yı da çileden çıkarıyordu. Çavuş Ana, "Hayvana niçin eziyet ediyersin" diyerek elinde kamçı Yusuf'u kovalıyordu. Omuzlarında eşekle koşan Yusuf'u ve elinde kamçı ile onu kovalayan Çavuş Ana'yı görenler gülmekten kırılıyorlardı. Yusuf'un bir ayda gösterdiği gelişme, bütün Karalarlı köylüleri son derece memnun ediyor, herkes Yusuf'un böyle gelişmesini kendilerinin götürdüğü yiyeceklere bağlıyordu: -Maşallah bre Yusuf'a. Been getirdiim bıldırcın yumurtaları nası da yaramış... -Adi be susak aazlı. Seen yumurtalaandan nolcak. O asıl been götürdüüm pekmezle büle oldu. -Bıldırcın yumurtasıyla pekmezle pelvan yetişir mi be. Yusuf, ben götüürdüm Koca Balkan balıyla buvaları bile geçti. Üç ay, hiç ara vermeden ve hiç ciddi güreş yapmadan Yusuf ve ustası çok sıkı idmana devam ettiler. Yusuf, ciddi güreş tutmak için ustasına ısrar edip duruyordu. Eylül ayının başında idman sonrası ustası Dursun Pehlivan, Yusuf'a beklediği haberi verdi: -Yusuf Pelvan! Yarın sabah azır ol. Ciddi güleş tutcaz. Yusuf, heyecanlanmıştı, duyduğuna inanamadı, ustası onunla şaka yapıyor olmalıydı: -Hocam, hakikaten ciddi mi tutcaz? Yusuf'un heyecanını gören Dursun Pehlivan takılmadan edemedi: -Ne o, inanamadın galiba? Çok heyecannandın. Biliyerim, beni yenmek, ilk günün intikamını almak için sabırsızlaniyersin. Yusuf, hocasının takılmasını ciddiye aldı, kızardı: -Olur mu hocam! O nası söz? Dursun Pelvan güldü: -Te be Yusuf, emen ciddiye alma. Biraz takılayım dedim. Görcez bakaam. Vücudun gibi beynin de gelişti mi, gösterdiim oyunnarı ürendin mi? Bakam, güleşmek eşeği omzunda taşımaa benziyer mi? Yarın yanında zitin yağı getirmeyi unutma, tamam mı? Yusuf, boynunu büktü: -Peki hocam. DEVAMI VAR