Yusuf yeniliyor muydu? -64-

A -
A +

İsmail Pehlivan, yağlanma bitip meydanda cazgırın yanına giderken Yusuf'a çok yavaş sesle son öğütlerini verdi: -Cazgır eğer Hafız'ı sana eş olarak verirse, çok dikkatli güleş. Acele itme. Onu iyice tart. Bir müddet güleşe girme. Elense ile kendinden uzak tut. Seni çok acemi görüyor. Bunun için seninle güleşirken dikkatli olmıcak. Bi güleşçi için en büyük tehlike rakibini küçük görmesidir. Cazgırın yanına doğru giderlerken, İsmail Pehlivan, Yusuf'a rakibi Hafız Pehlivan hakkında nasihatlarine devam etti: -Yusuf'um. Hafız tecrübeli bi pelvan. Güleşe girmek için benim işaretimi bekle. Ben snaa gir işareti verince iç çekinmeden çift dal, tekten kap ve kündele. Sakın çapraz gireyim deme. Boyu senden kısa, çaprazı tam dolduramazsın, yanbaşla, rakibinin senin kolunu, koltuk altına sıkıştırıp yan döner ve çengeli yetiştirir bülece açık düşersin. Hadi Allah işini rast getirsin. Başa soyunan dört pehlivan, cazgırın yanına gelip kıbleye karşı yanyana durdular. Cazgırın eşlendirme yapmasını merakla bekliyorlardı. Cazgır, Ezelceli Pehlivan'la İsmail Pehlivan'ı, Yusuf ile de Hafız Pehlivan'ı eşleştirdi. Bu şekilde iki usta pehlivanın, İsmail Pehlivan ile Hafız Pehlivan'ın son güreşi yapmasını sağlamak istemişti. Sakallarını ermeydanlarında ağartan cazgır, çok güzel bir dua okuyup, pehlivanları meydana saldı. Hafız, gerçekten çok kıvrak bir peşrev çıkarıyordu. Ellerini oyluklarına vururken sağa sola selam verir gibi başını çeviriyor, gah ileri, gah geri giderek çok ahenkli bir şekilde çırpınıyordu. Onun bu güzel peşrevi, usta ve çırakın da çok hoşuna gitmişti, Yusuf ve ustası kendi peşrevlerini bırakmışlar, Hafız Pehlivan'ın peşrevini seyrediyorlardı. Yusuf, "Güleşi de peşrevi gibiyse yandık" diye düşündü. Peşrev bitip, elleşme yapılıp helalleştikten sonra güreşler başladı. İlk saldırıya geçen Hafız oldu. Fırtına gibiydi. Kendini korumadan sağlı sollu elenselerle saldırıyordu. Yusuf'un uzun boyunu çapraz için uygun görmüştü. Fırsatını bulduğu anda, çaprazı topladı. Sürmeğe başladı, Yusuf da böyle bir hücumu beklediği için gafil yakalanmadı, hemen yanbaşla savuşturdu. Ama, Hafız'ı yere düşüremedi. Hafız, yanbaştan kolay kurtulmuştu. Tekrar ense enseye geldiklerinde, Yusuf da karşı hücuma geçti. Hafız'ın tekrar çapraz toplamasına fırsat vermeden uzun kollarıyla elense çekmeğe başladı. Yusuf, uzun kolları sayesinde Hafız'ı yanına yaklaştırmıyordu. Yusuf'un balyemez toplarına benzeyen elenseleri karşısında şaşırır gibi oldu. Yusuf, elenselerden birini tam oturtup sağlam çekince, Hafız, yere düşer gibi oldu, ancak, hemen toparlanıp Yusuf'tan uzaklaştı. Hafız, uzaktan Yusuf'un gözlerine bakarak yaklaştığı anda, aniden Yusuf'un paçalarına daldı. Bu kadar ani bir dalış beklemeyen Yusuf, Hafız'ın iki paçasını da kaptığını ve omuzuyla yüklendiğini hissetti. Daha güreşin başında yeniliyor muydu? Ustası İsmail Pehlivan da, Hafız'ın ani dalışını ve iki paçayı birden ele geçirişini görmüştü, "Gitti bizim çırak" diye düşündü. ¥ DEVAMI VAR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.