İnan, çalış, başar…

Derse geç kalan bir öğrenci düşünün… Sessizce sınıfa girip kimseye çaktırmadan arka sıralardan birine oturuyor. Gözleri hemen tahtaya kayıyor; öğretmen birkaç matematik problemi yazmış. “Muhtemelen ödevdir,” diye düşünüyor, not ediyor.
Akşam eve gittiğinde oturup çözmeye çalışıyor. Sorular epey zor ama uğraşıyor, sabrediyor ve sonunda hepsini çözüyor. Ertesi gün öğretmenine gidip, “Hocam, ödevleri yaptım ama doğrusu çok zorlamışsınız.” diyor. Öğretmenin cevabı ise beklenmedik; “Ne ödevi?”
Tahtadaki sorular, öğretmenin derste örnek olarak yazdığı, 150 yıldır dünyada kimsenin çözemediği ünlü matematik problemleriymiş!
Bu, aslında bir masal, mesel, ya da şehir efsanesi değil. 1939 yılında Kaliforniya Üniversitesinde yüksek lisans yapan George Bernard Dantzig’in başından geçmiş gerçek bir olay… Olay öyle yayıldı öyle efsaneleşti ki Good Will Hunting filmindeki bir sahneye ilham kaynağı oldu.
Dantzig, bu ‘ödev sandığı’ problemleri çözerek matematik dünyasında çığır açmıştı! Çünkü o, bu soruların çözülemeyeceğini bilmiyordu... Bir engelin varlığından habersizdi. Kafasında ‘imkânsız’ gibi bir kelime yoktu…
Çünkü bazen insan sadece yapamayacağını düşündüğü için yapamaz. Ama yapabileceğine inanırsa, işte o zaman gerçekten kapılar açılır!
Yarın başlayacak olan öğretim yılının ön yargılardan uzak, ufku sınırsız olmasını temenni ediyor; ilme, bilime ve insanlığa katkı sunacaklarına kalben inandığım tüm öğrenci, öğretmen ve eğitimcilere başarılar diliyorum…

Ninem diyor ki; Kibir ve peşin hüküm; ilmin iki düşmanıdır.