Notlar…

Mutluluk sanki modern zamanın uydurması.

 

Bahtiyar, Farsça baht ve yâr kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Bahtı açık, talihli kimse anlamında. Ve fakat, dikkat; eskiler ‘mutluluk’ yerine ‘bahtiyar olmak’ derlerdi; bahtıyla yâr, talihiyle barışık olmayı kastederlerdi. Ezcümle mutluluktan daha önemlisi ve daha doğrusu bahtıyla yâr ve yoldaş olmaktır…

 

 

 ***

 

 

 

Brezilya’daki kimi yerliler, "Kaç yaşındasın?" anlamında, "Hayatın kaç kez çiçeklendi?" diye sorarlarmış… Çiçeklerin açtığını kaç kez gördüysen, o yaştasın. Gözünün önünden geçen bahara, kaç kez dikkat kesildiysen…

 

 

 ***

 

 

 

Ne güzel söylemiş Şems-i Tebrizî:

 

 

 

“Herkese iyi insan deyip açarsan gönül pencereni, kimi camı indirir kimi çerçeveyi…”

 

 ***

 

 

Onun içindir ki daha huzurlu bir hayat için;

 

Kalbinden ikram etmeyenin yemeğini yeme.

 

Gönülden davet etmeyenin evine gitme.

 

Özlemle sarılmayana sarılma.

 

Söyledikleri ile davranışları birbiriyle uyuşmayanların kapısında sevgi dilenme.

 

Hep seni dinleyip kendisi susana bir şey anlatma.

 

Yemeği, evi, muhabbeti samimi olmayanla görüşmek için kendini zorlama.

 

Evini de, vaktini de, gönlünü de dengine ayır;

 

Ömrünü boşa israf etme…

 

 

 ***

 

Otunu suyunu bilmediğin gönüllerde koyun gütme. Yoksa ‘kaçırdığın keçilere’ çobanlık yapamazsın!..

 

 

 ***

 

Cahit Zarifoğlu'nun dediği gibi:

 

"Gönül yorgunluğu diye bir şey var. Öyle ayaklarını uzatıp, dinlenince geçmiyor. Anlatmaya bile mecali kalmıyor insanın."

 

 

 ***

 

‘Arkası sağlam’ denir ya hani, her güçlü insanın arkasında ona destek olan biri yoktur. Ama çoğu güçlü insanın arkasında olan ‘güçlü olmaktan başka bir seçenek bırakmayan bir hayat hikâyesi’ vardır…

 

 

***

 

 

 

Hazreti Yusuf’u ‘kuyuya atan elleri’, yıllar sonra Hazreti Yusuf’tan ‘azık dilenen eller’ yapan Allah, imhal eder, geciktirir; lakin asla ihmal etmez… Nokta.

Ninem diyor ki; Demirci yüreği, demirden sert gerek.

 

 

 

Halime Gürbüz'ün önceki yazıları...