Şeyma çantasını getirmek üzere Sinan'ın odasına girince, Sevgi heyecanla soluklandı. Az kalsın sevincine yenik düşüp içeri girecek ve her şeyi berbat edecekti. Sinan onu görecek olsa şüphesiz tanımayacak, tanısa bile "Senin burada ne işin var? Hande nerede?" diye çıkışacaktı. İyi ki şu makyaj meselesini akıl etmişti de, biraz olsun zaman kazanmıştı. Şeyma Sevgi'ye çantasını vererek; -Haydi çabuk ol yenge, dedi. Abim seni görmek istiyor. -Tamam, çabuk olurum. Sen git hadi. Şeyma odaya girince Sevgi de lavaboya doğru yürüdü... *** Mümtaz Bey eşi Nebahat Hanım ile kızı Şeyma'ya tembihte bulunmuş, Sinan'a eski kız arkadaşının geldiğinden söz etmemeyi kararlaştırmışlardı. Çocuğun zaten zor yerine gelmiş olan hafızasını yeniden karıştırmanın âlemi yoktu. Hem, Sinan Sevgi'yi görünce her şey anlaşılacak, mesele kalmayacaktı. -Ah oğlum, diye Sinan'ın elini okşadı Nebahat Hanım. Demek o gün kaza olmasaydı gelinimizi bize getirip tanıştıracaktın ha? -Evet anne, size sürpriz yapacaktım. Ama görüyorum ki siz çoktan tanışmışsınız. Sahi, kaç gün oldu? -Bugün beşinci gün oğlum. Fakat ne yalan söyleyeyim, gelinimi çok beğendim ben. Pırlanta gibi bir kız maşallah. -Öyle mi? Beğendin demek. -Elbette. Çok merhametli, çok sevecen bir kız. Bir an olsun başından ayrılmadı. Zaten kaza olunca o yanında olmasaymış, Allah korusun, dilim varmıyor söylemeye. Çabucak yetiştirmiş hastaneye. Kan vermiş sana! -Ya... -Evet abi, diye söze girdi Şeyma. Biz yengemi çok sevdik. Çabuk iyileş de bir an önce düğününüzü yapalım. -O kadar acele etmeyin canım, dedi Sinan. Hayret, demek size kendini bu kadar sevdirdi ha? -Neden öyle diyorsun oğlum? diye sordu babası. Yeteri kadar tanımıyor musun sözlünü yoksa? -Tanıyorum baba, tanıyorum da... Ne bileyim, ailemi kendine âşık edecek kadar sevgi dolu olduğunu bilmiyordum doğrusu. Ee e? Hani nerede kaldı gelininiz? -Sahi nerede kaldı kızım? diye Şeyma'ya döndü annesi. -Lavabodadır anne. Ben bir koşu bakıp geleyim. Şeyma çıkınca, Sinan hafızasını zorlayarak bir şeyler hatırlamaya çalıştı. -Sürekli bir hayal dolaşıyordu etrafımda, ama kim olduğunu hatırlayamıyorum. Hande'ydi demek. Bir şeyler anlatıyordu bana. Yıldızlarla ilgili bir şeydi galiba. -Yıldızlar mı? diye sordu babası. -Evet baba. Hafızamda bazı cümle kırıntıları kalmış. Belki de rüya görmüşümdür, bilmiyorum. Onlar koyu bir sohbete dalmışken, Şeyma şok bir ifadeyle gelip odanın ortasında dikildi: -Yengem gitmiş! Hepsi şaşkın bir halde Şeyma'ya baktı. > DEVAMI YARIN