İktidar, muhalefet ve seçmen

Sesli Dinle
A -
A +

Seçimlerden başarıyla çıkmanın iki temel ögesi var. Biri muhalefeti diğeri de seçmeni iyi okumak. Normal hayattaki kurallar siyasete de hâkim, hayat farklı çalışmıyor, ilişkiler ne kadar güçlü olursa seçim sandığındaki kazanım o kadar güçlü olur.

 

AK Partinin muhalefeti çözümlemek derdi yok. Çünkü Kılıçdaroğlu yönetiminde ortaya koydukları “Masa politikası” işleri çıkmaza soktu, kendi dertlerine düştüler. Küçük ortaklarına 71 vekil kontenjanı kaptıran CHP’nin kendi kadrolarını ihmal etmesi ortalığı karıştırmasına yetti.

 

Muhalefetin “Aşılı listelerin” açıklanmasının hemen ardından “Şimdi milletvekilliği dağıtıyorlar… Hayatı boyunca Cumhuriyet Halk Partisi'ne küfretmiş insanlar bugün CHP listesinde. Bana kızıp 'Hain' diyenler!.. Aynaya bir bakın, hainleri görürsünüz” diyerek tepkisini gösteren Muharrem İnce öfkeli CHP’lilere de yol gösteriyor: "Bağrına taş basa basa değil, tıpış tıpış gönül rahatlığıyla ver oyunu Memleket'e. Memleket gibisi yok…'' 

 

Masanın hasarlı ayağı İYİ Partide de durum farklı değil. İzmir Milletvekili Aytun Çıray sosyal medyada hedef alınmasına “Oyları İzmir’de 6,8 Türkiye genelinde 6,6’ya düşüren ben değilim. Sorun bakalım bazı illerde niye temayül yoktu?..” diyerek tepkisini ortaya korken; milletvekili adayı olarak listeye giremeyen Fedai Çakmaklı’nın “Davamızı hiç paraya sattılar...” diyerek partisinden istifa ettiği haberleri medyada yer aldı.

 

Vekil listelerindeki isimler üzerinden süren tartışmalar sadece mağdurları(!) ile sınırlı değil. Çoğu seçmen tarafından “Dava adamlığından ziyade hava adamı kıvamında ortalıkta gezinen bu insanları biz niye seçelim?..” sorusu sıkça söyleniyor.

 

Muharrem İnce’nin başkaldırısını körükleyen “liste operasyonları” muhtemel seçim sonuçlarını daha görünür hâle getiriyor.

 

Optimar Araştırmanın son anketinde “Cumhurbaşkanlığı seçimini kim kazanır?..” sorusuna “Erdoğan kazanır!..” diyenler yüzde 53,4 çıkmış. Kılıçdaroğlu diyenler ise 42,1…

 

Aradaki fark sadece Muharrem İnce’nin alıp götürdüğü seçmen değil. Bu farkın basit bir sebebi var ve cevap AK Parti’nin Milletvekili Aday Tanıtım Toplantısı'nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşması içindeydi.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi her alanda ileriye götürdük, ama muhalefeti yerinden zerre miskal kıpırdatamadık. Hatta, zihniyet bakımından daha da geriye giden bir muhalefetle karşı karşıyayız. İnşallah 14 Mayıs seçimlerinin en hayırlı neticelerinden biri de muhalefeti bu alacakaranlık kuşağından çıkarmak olacaktır” diyerek bir anlamda muhalefete çıkış yolunu gösteriyor.

 

Nitekim AK Parti açısından muhalefet tehdidi yirmi yıldır söz konusu olmadı. Bu seçimlerde de iktidar için “Ben buradayım…” diyen güçlü bir muhalefet resmi hâlen yoktur.

 

Ancak “Siyasetin üretemediği muhalefeti, iktidar zaman aşımına uğramanın yorgunluğu ile teşkilatlar üzerinden kendisi üretiyor” diyenler de var. Nitekim, anketlerde Başkanlık için “Erdoğan kazanır!..” diyen 53,4 çoğunluk vekillik için niye aşağı geliyor? Aradaki fark Başkanlık için ittifak ortağından gelen oylardan çok fazla. 

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının “Parti-Seçmen ilişkisini” özetleyen bölümü teşkilatlara uyarı niteliğindedir.

 

Sayın Erdoğan diyor ki: “Cumhur İttifakı olarak biz, seçimlere kadar gece, gündüz çalışarak, milletin gönlünü kazanmadık hiçbir ferdini bırakmayacağız. Gelmeyene gideceğiz, küskünü barıştıracağız, sevmeyeni sevdireceğiz. Her eve, her iş yerine gireceğiz. Kararsızları ikna edecek, kalbini kazanmadık kimse bırakmayacağız… Zaten gönlünde olduklarımızı ihmal etmeyeceğiz. Hiç kimseyi atlamadan teker teker herkese dokunacağız. Siyasetin sokakta yapıldığını, seçimin sandıkta kazanıldığını asla unutmayacağız.”

 

Muhalefetin beklentisi ilk günden Başkanlık yarışını kazanmak değil, Meclis’te sayısal çoğunluk kazanarak mücadeleyi Meclis üzerinden yürütmek.

 

Kimin ne kadar mesafe aldığını görmek için fazla da zaman yok, çoğu gitti azı kaldı…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.