Terörün hamisi ve şizofren muhalefet

Sesli Dinle
A -
A +
İstiklal Caddesi’ni kana bulayan bombanın talimatının nereden geldiğini biliyoruz ve gönderen de bildiğimizi biliyor! “Patlayan bombanın fünyesi, PKK'yı, PYD'yi terör örgütü kabul etmeyen Avrupa başkentlerinin ve Washington'un elindedir. PKK/PYD'nin suç işleyen örgüt mensupları, Avrupa'nın her tarafında çok rahat bir şekilde gezmekte ve Türk milletine karşı düşmanlıklarını devam ettirmektedir.”
 
Onun için İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun patlamada yaşadığımız kayıplar için başsağlığı dileyen ABD'ye hitaben "Amerika'nın taziyelerini kabul etmiyoruz. Bize ne cevap verildiğini, ne mesaj verildiğini iyi bir şekilde biliyoruz. Şunun bilinmesini isteriz: Bu aldığımız mesaja çok güçlü bir mesaj vereceğiz hem de çok güçlü bir mesaj" demesine muhataplarından bir karşılık gelmedi.
 
Bu sözün, muhatap olduğumuz terör saldırıları karşısında can acısı ile söylenmiş bir anlamdan çok daha fazla karşılığı var. Nitekim Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da, G-20 Zirvesi’nin arifesinde Biden’ı “terörün hamisi” olmakla suçlamıştı.
 
Türkiye'de ilk hain saldırısını 15 Ağustos 1984'te gerçekleştiren bölücü terör örgütü PKK’nın yurt içine sarkarak yaptığı saldırılara kaşı verilen ofansif mücadele bugüne gelirken örgüt kendi barınaklarına çekildi.
 
PKK’nın tükenmişliği hamilerini yeni bir yapılanmaya mecbur kıldı. Bu yeni yapılanma ABD’nin bütçesinden 2 milyar dolar mali destek ve binlerce tır silahla donatıp, eğittiği PYD. İran sınırından Akdeniz’e kadar bir koridorda 30 bin PYD-YPG’li teröristi eğiten, silahlandıran ve yerleştiren ABD’nin niyeti bellidir. Suriye’de Irak’ta olduğu gibi federal bir sistem istiyor.
 
Terörizm ile mücadele ettiğini söylerken, terörizme hamilik yapan ABD, küresel ihtirası nedeni ile kendini bugünlere getiren tüm değerleri yıpratmıştır. ABD ile aramızdaki bu “Hasarlı ilişki ve sahte müttefiklik” zorunlu olarak bir kırılma noktasına sürükleniyor. Başımıza musallat ettikleri terör, nihayetinde tarafları bir yol ayırımına getirdi.
 
Yakın gelecek için farklı senaryolar dillendirilse de yakın geleceği belirleyecek olan ABD’nin tek başına dünya üzerindeki hâkimiyetindeki çözülmedir.
 
M. Necati Özfatura “ABD imparatorluğu çöküyor” başlıklı yazısında (8.11.2017) ABD’li yetkililerin telaş içinde olduğunu ve tehlikeyi gören Pentagon’un ABD ordusu savaş üniversitesine bağlı bir grup muvazzaf ve emekli subaya yaptırdığı “liderlik sonrası dünya düzeninde risk analizi” adlı araştırma sonucunu şöyle özetliyor.
 
“İkinci Dünya Savaşından sonra ABD öncülüğünde kurulan uluslararası düzen zayıflıyor, hatta yıkılıyor. ABD bu düzen içerisindeki liderliğini kaybediyor. Yani Amerikan imparatorluğu çöküyor.”
 
Raporda ABD’nin çöküşünü önlemek için yer alan önemli tavsiyelerden birkaçı ise şöyle: “Daha fazla istihbarat faaliyeti, stratejik hedeflere uygun algı operasyonu, psikolojik savaş. Askerî olarak dünyaya daha çok yayılma. Ülkeleri kültür ve ekonomik olarak kontrol altına alma. ABD’nin düzenine ve otoritesine karşı çıkan ülkeleri terör yoluyla yıpratmak ve terörü silah olarak kullanmak...”
 
İstiklâl Caddesi’ndeki kanlı terör saldırısını Türkiye’nin izleme ve kınamakla yetineceğini sananlar aldanıyor.
 
Türkiye artık nerede durduğunu biliyor. Türkiye’nin önünü kesmek, geleceğine hükmetmek için terör örgütlerini kuran, büyüten, besleyen ve silahlandırıp üzerimize salanlar kendi gelecekleri için endişe etmeliler.
 
Terör saldırısından hemen sonra ABD’nin New York Times gazetesinin "Her yıl dünyanın dört bir yanından Türkiye'yi ziyaret eden on milyonlarca turistin çoğu, pazar günkü bombalamanın gerçekleştiği bölgede vakit geçiriyor" diye yaptığı basit ve ucuz algı haberinin “Şizofren muhalefet”’ten başka bir yerde karşılığı yoktur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Turgut25 Kasım 2022 14:50

Güzel bir yazı terör ve destekçileri güzel açıklanmış