Saldım çayıra, Mevla'm kayıra...

Sesli Dinle
A -
A +

Bu dünyada, dün başına gelenleri değil bugün yaşadıklarını bile tartamayan bir "aydınlar topluluğu" olan kaç ülke vardır?

 

Boğaziçi Kültür Sanat Vakfı tarafından geçtiğimiz cuma akşamı Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Boğaziçi Film Festivali”ndeki ödül töreninde “Karanlık Gece” filmiyle en İyi Yönetmen Ödülü’nü kazanan Özcan Alper’in yaptığı açıklama ve gördüğü karşılık nasıl izah edilebilir?

 

Ödülünü, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kimyasal silah kullandığını iddia ettiği için “Terör örgütü propagandası yapmaktan” tutuklanan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı’ya ithaf eden Alper, konuşmasında “Şebnem Korur Fincancı sadece barış dediği için bir linç kampanyasına maruz kaldı. Umarım bir an önce cezaevinden çıkar. Bu ödülü ona ithaf ediyorum” dedi.

 

Bu kabul edilemez söyleme salonda sesli olarak itiraz eden tek kişi “O kadın TSK’ya iftira attı, günlerdir PKK sayfaları kadına destek veriyor” diyerek salonu da terk eden “Gönül Dağı” dizisinin oyuncusu Burak Haktanır oldu.

 

Entelektüel çevrede ise kalem oynatanların sanki kalemleri kırılmış. Necip Fazıl’ın yarım asır önce söylediği “Feryattan beter sükût, elbet bunda bir iş var…” ifadesi hâlin ve hâlimizin resmidir. Bir deli bir kuyuya bir taş attı ses sadece tek bir kişiden çıktı! Bu hâl; eğitimde, kültür ve medyada nasıl bir değişim ve mankurtlaşmaya muhatap olduğumuzun resmidir.

 

Cevaplandırılması gereken soru; dışarıdan sömürgecilerin saldırılarını püskürten bu toplum, ülkeyi içerideki zihnî sömürgeleştirme girişimlerine yenik mi düştü?

 

Boğaziçi Film Festival’indeki ödül törenindeki konuşmalar çok önemli ve dikkate değer pahalı tecrübelerdir, hasta bir vücudun insanı tehlikeye karşı uyaran acılar gibidir. Törendeki her iki konuşma da beyne gelen tehlikeye karşı uyarıcı acı dalgaları gibidir. Dikkate almak gerekir.

 

Ama bizde dikkat dediğimiz uyanıklık hâli, kırmızı ışıklar yanınca değil can alıcı patlamalar olunca ayaklanır. Bu uyarı sinyalleri karşısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiği gibi "Bir söz var, öyle 'Saldım çayıra Mevla'm kayıra' mantığıyla bu işlerin içinden çıkamayız…”

 

Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın, geçtiğimiz günlerde örgüt yandaşı bir yayın organına katılarak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kimyasal silah kullandığını iddia ederek sözcülüğüne soyunduğu terör örgütü PKK, 40 yıldır yurt içinde ve yurt dışında kan döküyor.

 

Terör eylemlerinde hedef ayrımı yapmayan PKK'nın, Türkiye'de gerçekleştirdiği saldırılarda, güvenlik güçleri olmak üzere aralarında bebek, çocuk ve kadınların da bulunduğu 15 bini aşkın kişi hayatını kaybetti, binlerce kişi yaralandı. Türkiye ekonomisine verdiği zarar ise 400 milyar doların üzerindedir.

 

Bir toplumun başına gelebilecek en büyük felâket, başına ne geldiğini bilmemesidir. Türkiye’nin bütün sorunlarının gerisinde yatan en büyük sorunu, bu zihnî erozyonu fark eden, anlayabilen ve tehditlere karşı toplumu ikaz edecek derinlikli bilgiden yoksun dertsiz ve tasasız aydınlardır.

 

“Türkiye Yüzyılı'nın gerçeğe dönüştürmek” gibi büyük iddialarımız var. Ama eğitim, düşünce, tarih, kültür ve sanat alanlarını, kendi medeniyetimiz doğrultusunda yeniden inşa edemezsek bu hayal nasıl gerçekleşebilir? 

 

Yolculuğun neresinde olduğumuzu fark etmek, tedbir almanın yarısıdır.

 

Hatırlatmakta fayda değil zaruret var. Farklı zaman ve mekânlarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Her alanda tarihî başarılara imza atarken eğitim, öğretim ve kültür konusunda niye geride, nispeten geride kaldığımız hususunda hep hayıflanıyorum. Demek ki bir şeyleri eksik bırakmışız. İnşallah önümüzdeki dönemde bu eksikleri tespit edip ortadan kaldıracak, geçmişin kayıplarını telafi etmenin yanında geleceğe güzel bir miras bırakacak eğitim, öğretim ve kültür politikalarını hayata geçireceğiz" uyarısı derdi olana yol haritasıdır.

 

Bu sorumluluk ve yük bir kişinin ve bir kurumun taşıyacağından çok fazladır, ancak toplumda karşılık bulduğunda sonuç verecektir…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.