Kılıçdaroğlu’na ne oluyor?

A -
A +

Kılıçdaroğlu yavaş yavaş ‘eski formunu’ buluyor. 15 Temmuz’u ve Yenikapı’yıkendi unuttuğu gibi,Türk milletininde unuttuğunu zannediyor ve millî beraberliği zedeleyici açıklamalar yapıyor. En son FETÖ ile mücadele konusunda eskisini aratmayacak açıklamalarda bulunmuş: "Şikâyetler geliyor. Devlet, kinle öfkeyle yürütülmez. Devlet akılla yönetilir, sağduyu, liyakatle yönetilir. Tam bir cadı avı başlatılmıştır. Birden fazla alanda cadı avı başlatılmıştır."

Kamudan binlerce personelin atıldığı bir dönemde tabii ki ana muhalefet liderinin bu durumu eleştirmeye, kulağına gelen şikâyetleri aktarmaya ve şüphelerini açıklamaya hakkı vardır. Kaldı ki benzer aksaklıkların yaşandığını gerek cumhurbaşkanı gerek başbakan birinci ağızdan dillendirdiler ve bunların telafi edilmesi için gerekli adımların atılacağını, mekanizmaların kurulacağını söylediler. İnsan unsurunun dahil olduğu bir sürecin sıfır hata ile sürdürülmesi mümkün değil. İllaki gözden kaçanlar olacaktır. Hatta 15 Temmuz gecesi Türk milletinin gösterdiği yüksek azme ve vatan sevgisine ihanet eden bazı art niyetliler fırsatçılık da yapacaklardır. Bunlar kaçınılmazdır, ancak önemli olan telafileri için gerekli mekanizmaların kurulmasıdır. Cumhurbaşkanı ve başbakan da bu konuya dikkat çektiklerine göre bize düşen işin takipçisi olmak ve atılacak adımları beklemektir...
Ancak ana muhalefet liderinin tutumu sanki bundan biraz farklı. Açıklamalarına baktığımızda yapıcı bir şekilde cumhurbaşkanı ve başbakanın da dikkat çektiği aksaklıklara dikkat çekmek yerine, kavgacı, toplumu geren ve kutuplaştıran bir dili tercih ettiğini görüyoruz. Kılıçdaroğlu, hatayı tespit etmek ve eğer varsa çözüm önerisi sunmakla yetinmiyor; kendince hatalı olduğunu düşündüğü uygulamadan yola çıkarak, bir siyasi hareketin ve onları destekleyen seçmenlerin karakteristiği hakkında haksız çıkarımlarda bulunuyor. FETÖ ile mücadelede aksayan yönlerin var olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak buradan yola çıkarak daha üzerinden iki ay bile geçmemişken, darbecilere karşı kendisinin ve ailesinin canını ortaya koymuş insanları ‘cadı avı’ ile suçlamak, ‘muhalefeti susturmak’ ile suçlamak, en hafif ifade ile “insafsızlıktır.”
Üstelik Kılıçdaroğlu bu işi, 15 Temmuz öncesinin, ulusal ve uluslararası Erdoğan karşıtı cephesinin, en banal sloganları ile yapıyor: “Cadı avının birinci ayağı medya. 11 gazetecimiz tutuklu. Bu süreçte 2 bin 308 gazeteci işsiz kaldı. TV'ler, gazeteler kapatıldı. Darbe fırsatçılığı yapıyorsunuz. Türkiye, gittikçe otoriterleşen bir sürece kayıyor vb.”
Peki, şimdi soralım!
   * Darbe girişiminin Hava Kuvvetleri sözde imamı bir akademisyen çıkmadı mı? Gazetecilik insanların darbeci olmasına mani bir hâl ise akademisyenlik de öyle olmalı. O zaman FETÖ’nün Hava Kuvvetleri sözde imamı Adil Öksüz’ü aramaktan vaz mı geçelim?
   * Kılıçdaroğlu’nun kapatıldı diye eleştirdiği medya kuruluşlarının çalışanları, teknik destek için darbeci askerlerle birlikte TÜRKSAT’ı, TRT’yi, CNN TÜRK’ü basmadılar mı?
   * 15 Temmuz Darbe Girişimi, son yıllarda Türkiye’nin otoriterleştiği iftirasını yurt içinde ve yurt dışında en çok dillendiren FETÖ’cü örgüt tarafından yapılmadı mı?
Kılıçdaroğlu bunların hepsini bile bile neden hâlâ aynı ezberleri tekrarlamaya ve 15 Temmuz sonrası oluşan millî beraberlik ortamını yaralamaya devam ediyor?
FETÖ ile mücadele bir sıra ve tertip üzerine yürüyor ve sıra yavaş yavaş FETÖ’nün siyasi ayağına geliyor. Her yerde örgütlenen FETÖ’nün siyaseti boş bırakması beklenemezdi. Hâl böyle olunca, siyasi partilerin bünyesinde yer alan FETÖ’cülerin de gündeme gelmesi gerekiyor. 17-25 Aralık girişiminden sonra FETÖ ile hızla yakınlaşan, örgütün söylemleri üzerinden siyaset yapan CHPise olağan şüpheli!
Kılıçdaroğlu’nun, birden eski alışkanlıklarına geri dönmesinin arkasında bu gerçek yatıyor olabilir mi?
Kılıçdaroğlu kendisini ve partisini zor durumda bırakacak gerçekler ortaya çıkmadan önce önlem alıyor olabilir mi?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.