Bir medeniyetin hafızasını kaybetmiş çocukları...

A -
A +
Bugün yaşanan hoşgörüsüzlükler, ayrıştırmalar, ötekileştirmeler aslında genellikle modern dönem diye adlandırılan zaman dilimine ait ve tek katmanlı bir toplum yapısı arzulayanların beslediği bir gerçeğimizdir.

Oysa çok kültürlü ve inançlı bir geçmiş üzerinden değerlendirilen tarihimiz, ondan da önce inancımız çok katmanlı ve farklılıklara adaletle yaklaşan bir anlayışın temsilcisidir.

Yine o tarih, Garyrimüslimin dahi hakkını koruyan "dâr al-ahd"ına karşı yani "emânnâme"lerle haklarını koruma altına aldığı farklı inançlara dahi sergiledikleriyle, bugün "en medeni" olduğunu iddia eden toplumlara dahi ilham olacak yüceliktedir.

Kendi inancına olan güveni o kadar yüksektir ki hiçbir komplekse kapılmadan farklı memleketlerin kültürüne ait olanları hatta fethettikleri topraklara ait inanç ve kültürleri dahi rahatlıkla kullanabilmişlerdir. İslâm'ın özüne zarar vermediği müddetçe sanatsal ve kültürel ögeleri rahatlıkla kullanmışlardır.

Hatta bu tarihin mensubu devlet adamlarımız, Batılı unvanları kendi isimlerinin önüne eklemekten dahi çekinmediler. "Siyâsetnâme"lerde bunun örneklerini görmek mümkündür; "Eflatünnâzir, Aristotedbir" gibi. Hatta padişahlar "İskender, Kayzer-i Rum" gibi tazim ifadelerini kullanmaktan dahi çekinmediler.

Çok uluslu ve inançlı bir toplumu yöneten bir padişah ya da onun A-Takımı diyebileceğimiz vezirler, yönettikleri her katmanın gönlüne dokunmak zorundaydı çünkü.

Anapa Kalesi'ni yapan ve ilk komutanı olan Ferah Ali Paşa kalede bulunan Rumlara öylesine bir nasihat veriyordu ki bugün bizi ayrıştırmaya çalışanların bu hafızadan nasıl da bî-haber oldukları aşikârdır: "Şu çingenelerden ar etmez misiniz? Neden siz de bir kilese yapıp etrafında bir mahalle kurmuyorsunuz?" diyerek onları teşvik ediyordu. Konuyu daha teferruatlı okumak isteyenler Yrd. Doç. Dr. Cengiz Fedakar'ın Anapa Kalesi üzerine yaptığı doktora tezine bakabilirler.

Bugün bize kim tek katmanlı bakmayı dayattı? Onlar hafızalarını yitirmiş olsalar da biz onlara ait hafızamızı yitirmedik. Türk, Kürt, Alevi diye ayrıştırıp kavga ettirenler, bizi bu bakiyeden koparmaya çalışan faşist, ırkçı kafalardır.

"Bir insanı düşüncesinden dolayı öldürmeyi katillik" sayan bir inancın mensuplarına bu denli rahat öldürmeyi empoze edenler bir gün yok etmek/ettirmek istedikleri gerçeklerin önünde hüsran olacaklardır.  

"Önceden tasarladıklarını tarihi ve inançları da kullanarak meşrulaştıranlar." Geçmişi kendileri için yeniden organize edenler, oluşturmaya çalıştıkları bu kurgunun en önemli mağdurları olacaklar. Mantık ilkeleri açısından doğru gibi algılanan bu kurgu, gerçeğin ve hakikatin hesaplanamazlarıyla darmadağın olmaya da mahkûmdur.

Çünkü mutlaka; "Hak gelir batıl zail olur..."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.