Balkanlar'ı kimler karıştırıyor?

A -
A +

18 Mart 2004 günü, Sırplar'ın Arnavutlar'a saldırısı ile başlayan Kosova karışıklıkları, bütün eski Yugoslavya'ya yayılma istidadı gösteriyor. Hatta bütün Balkanlar'ı sarabilir de. Saldırının camilere yapılması manidardır. Balkanlar'da 500 senedir durmakta olan üç caminin yakılması, başlayan bu olayların mahiyetini ortaya koyuyor. 1299 senesinde kurulan Osmanlı devleti, Anadolu'daki Bizans topraklarında hiçbir kiliseyi yakıp yıkmadığı gibi kilise de kapatmamıştır. Türkler 1350'li senelerde Avrupa'ya geçtikten sonra da, Viyana-Adriyatik Denizi hattına kadar olan bölgede de bir kiliseye zarar vermemiştir. Roma'daki Papalık, Balkan Ortodokslarını Katolik yapmak için, bin türlü eziyet ve siyasi baskıya başladı. Papalar Ortodoksları dinsiz ve sapık ilan ettiler. Krallarını aforoz ettiler. İkinci Murat Han, Balkan Ortodokslarına arka ve sahip çıktı. Bu iyilikler Sırplar dahil Balkan halkını yumuşattı. Birçok şehir halkı gönüllü olarak, şehir anahtarlarını Türkler'e teslim ettiler. Sırp Kralı, Osmanlı devleti ile dostluğunu uzatmak ve çoğaltmak için, kız kardeşi Mara'yı İkinci Murat'a eş olarak verdi, yani Türkler'e akraba oldu. Osmanlı toprak sistemine göre, Devletin toprakları Tımar usulüyle idare edilirdi. Bu tımar toprakları ancak Türkler'e verilirdi. Tımar sahipleri, savaş zamanında toprağının büyüklüğüne göre belli sayıda asker ile orduya katılırdı. Gayri Türkler'e hiç Tımar toprağı ve görevi verilmezdi. Fatih Sultan Mehmet Han, ilk defa Balkan Hıristiyanlarına Tımar toprağı verdi. Herhangi bir seferde, onlara sorumluluk verecek kadar güvendi. Bugün Balkanlar'da Ortodoks nüfus varlık gösterebiliyorsa, bunlar mevcudiyetlerini Türkler'e borçludurlar. Sırplar, Hırvatlar, Makedonlar, Bulgarlar, Yunanlılar ve Arnavutlar 500 senedir hiçbir asimilasyon uygulamasına maruz bırakılmadılar. Vergisini veren, devletine itaat eden her insanı Türkler vatandaş saymışlardır. Arnavutlar, Boşnaklar ve diğer Kosova insanı, severek isteyerek İslamı kabul etmişlerdi. Ta ki İttihat ve Terakki Partisi Osmanlı'da idareyi ele alıncaya kadar; Balkan insanı birinci sınıf vatandaş muamelesi görürdü. İttihat Terakki'nin bilinçsiz bir milliyetçilik anlayışı ile hareket etmesi Arabistan'ı, Balkanlar'ı, Kuzey Afrika'yı bizden kopartmıştır. Osmanlı devletinin şeyhülislamları, yıkılıp sadece temelleri kalmış kiliselerin devlet hazinesinden onarımının yapılmasına yüzlerce fetva vermişken, Balkanlı Ortodoks Sırp'ın camilere saldırılarını anlamak mümkün değil. Sırplar'ın son Osmanlı eserlerine yaptıkları, yakma-yıkma saldırılarını insanlık adına kınıyorum. Korkarım ki Sırplar, bu akılsız saldırılarında birileri tarafından tahrik ediliyorlar. Kuzey steplerinde kendini hapsetmiş olan bazı milletler, sıcak denizlere inmek için Sırp insanını kullanmak ve harcatmak istiyorlar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.