Türkler hep uyumludur, ya sizler?

A -
A +

Milletlerarası her türlü ilişkilerde, Türk devlet adamları herhangi bir inatlaşmaya girmeyi sevmezler. Ta ki karşı taraf, haksızlığa kalkışmasın. Son Kıbrıs Referandumu da böyle olmuştur. Türk tarafı % 65 evet, Güney Kıbrıs halkı ise % 75 hayır. Aslında Kıbrıs'ın tamamı Türkün öz malı olduğu halde, sırf anlaşmazlıkların sona erdirilmesi ve huzur için buna katlanılmıştır. Yavuz Sultan Selim Han, Mısır'ı aldığında, Kıbrıs adası idaresi, Mısır Memluklerine vergi veriyordu. Mısır, Osmanlı idaresine girince, bu vergi Osmanlı devletine verilmeye başlandı. O devirde bu vergi, bir manada milli savunma masrafı idi. İkinci Selim Han zamanına kadar bu vergi devam etmiştir. Ancak İkinci Selim Han zamanında vergi verme işi aksadığı gibi, Kıbrıs'taki Venedik güçleri; hem Kıbrıs halkına, hem de Türk kıyılarındaki şehir ve köyler halkına büyük zararlar vermeye başladılar. Osmanlı ticaret gemilerine Kıbrıslı korsanlar saldırıyordu. Türk hacılarını esir alıp köle olarak çalıştırıyorlardı. 1570-1571 senelerinde yapılan Kıbrıs seferinde, Doğu Akdeniz'deki bu çıbanbaşı ortadan kaldırıldı. 1878'e kadar hem Kıbrıs hem de Doğu Akdeniz, bir huzur bölgesi olmuştu. Türkler gelmeden Venedikliler, Kıbrıs halkına hayvan muamelesi yapıyordu. Ellerindeki bütün kazancını, hatta aile efradını sorgusuz sualsiz alıyordu. Yerli halkı Venedik zulmünden Türkler kurtardı. 1878'de ise İngiltere, Osmanlı devletinin Ruslara yenilgisini fırsat bilip; yalan vaatlerle Adaya geçici olarak el koydu. İstanbul'daki zamanın İngiliz elçisi Henry Layard, imzalı bir belge vererek, geçici bir süre ve sırf Osmanlı devletine güya yardım maksadıyla Kıbrıs'ı aldı. O tarihten şu ana kadar, Kıbrıs İngiliz gaspı altındadır. 1950'lerden itibaren Kıbrıslı Rumlar, Ada Türkünü kan ağlatmaya başladı. Papaz Makarios büyük Yunanistan ENOSİS hülyası ile Türk nüfusu seyreltme cinayetlerine başladı. Şimdi Türkler 1950-1974 arasındaki, Kanlı Noeller, kitle soykırımları ve en sonunda Nicos Samson darbelerinin bütün cinayet acılarını içine gömerek, dünya barışı adına, BM Genel Sekreterinin çözüm planına büyük bir çoğunlukla EVET demiştir. Bakalım bundan sonra BM ve AB nasıl bir manevra yapacak? Son olarak şunu yazmadan geçemeyeceğim. Bu referandum sonucuna bakarak Sayın Denktaş'a halkına ters düştüğü bahanesiyle 'artık git' kampanyası başlatılmasını bir VEFASIZLIK olarak görmekteyim. Bugün Kıbrıs Türkü, şan ve şerefle, milletlerarası alanda sesini duyurup bu referandumu hür iradesiyle yapabildiyse; bunda Sayın DENKTAŞ'ın emeği de inkâr edilmemeli idi...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.