Kendimi parti politikasına kaptırmadım

A -
A +

Takriben iki yıl önce bir dostumun bana faksladığı ve benim gibi Kabataşlı olan gazeteci yazar Hakkı Devrim'in Radikal'deki köşe yazısından şu satırları okudum: "Şimdi gidelim 58 yıl geriye ve Kabataş Lisesinin geçmişinde siyaset de olan ünlü tarih öğretmeni Galip Vardar Hocanın bana dediklerine kulak verelim: -Bak oğlum, sen ileride siyasetçi olacaksın (O yıl talebe cemiyeti başkanıyım) İsmet de öyle (Prof. Giritli) hukuku bitirsin, göreceksin siyaset onu da içine çekecektir. Bu gelecek sizin yapınızda var, alnınızda yazılı. İsteseniz de kaçamazsınız. (Giritli de paçayı kaptırmadı aslında) Hakkı Devrim'in yazısı şöyle devam ediyor: 'Hocanın asıl dediği bir nasihattı, bugün gibi hatırımda -Baban memur biliyorum, varlıklı aile çocuğu değilsin. Şimdi kulağını iyi aç beni dinle! Ailenin geçimini milletvekili maaşı ile karşılamak durumundaysan, bırak meclisi, siyasete adımını bile atmayacaksın! Kendi mal varlığın, taşla tüfekle gelseler elinden alamayacakları sağlam gelirin olmadıkça, hiçbir davete, ki gelecektir hiçbir teklife, ki edilecektir evet demeyeceksin! Söz verdim hocama. Dediği bana da doğru gelmişti..." Rahmetli Galip Hocanın, Hakkı Devrim'e söyledikleri hayatımda da aynen cereyan etti. Genç yaşta, Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı, Türk Devrim Ocakları Başkanlığı yaptım. 1950'li yılların başından Dünya ve Vatan'da muntazam, güncel konuları işleyen makaleler yazdım ve beyanlarda bulundum. Bunun sonucu olarak, 1950'lerin ortasından itibaren, çeşitli tarihlerde sayısı altıyı bulan parti liderlerinden 'Partilerine katılma' teklifi aldım, fakat hepsini 'Ben bilim adamı olarak hayatımı sürdürmek ve tamamlamak istiyorum. Konum İdare, Anayasa Hukuku ve Siyaset Bilimi olduğu için esasen politikanın teorik yönü ile ilgiliyim ve siyasi literatür ile medyayı izliyorum. Hayatta en büyük zevkim durmadan yeni şeyler öğrenmek ve bunları öğrencilerimle ve toplumla paylaşmaktır. Bu konuda Honore de Balzac'ın şu sözünden esinleniyorum: 'Bilimin efendisi olmak istersen, çalışmanın uşağı olacaksın.' Öğrenilecek o kadar şey var ki... Bu kararımı hayatım boyunca yürütmekte 'Doğruya doğru, eğriye eğri' yazmamda, Hukuktan sınıf arkadaşım ve eşim olarak 61 yıllık hayat arkadaşım Av. Suna (Ağaoğlu) Giritli'nin, beni desteklemesinin de büyük rolünü teslim etmem de gerekir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.