Patırtının sebebi, MerKozy'nin basiretsizliği

Piyasalar ancak bu kadar mahvedilebilirdi. Başta Merkel ve Sarkozy (MerKozy) olmak üzere AB liderleri bölgelerindeki krizi yönetmede o kadar başarısız oldular ki, iş iyice çığrından çıktı. Krizin ilk safhasında gereken tedbirler alınsa idi, şu an bunları konuşmuyor olabilirdik. Piyasa o kadar hareketli, o kadar dalgalı ki yatırımcılarda artık psikolojik olarak bir yıpranma oluştu. İrili ufaklı yapılan her açıklamaya dramatik tepkiler veriliyor. Başkalarına nasihat veren ülkeler, kendi evlerini bile toplamaktan aciz ve birlik olmaktan çok uzaklar. AB'ye girmesi dahî şaibeli, küçücük bir ülke olan Yunanistan'ın dünyayı bu kadar derinden sarsması yıllarca hafızalardan silinmeyecek. AB ülkelerinin Yunanistan'a ders vereceğim derken tüm piyasaların güvenini kaybetmesi ve krizin önce bütün Avrupa'ya sonra da dünyaya sıçrama ihtimalini artırması, basiretsizlikten başka bir şey değil. İpin ucu kaçınca, AB'ye tüm dünyadan tepki ve baskı gelmeye başladı. Hem Amerika hem de Çin, Avrupalı liderlerin sorumlu davranmasını ve siyasi bir karar alınması gerektiğini savunuyor. Yunanistan'ın kasasında sadece 15 günlük parası kaldı. Şayet kurtarma fonundan ekim ayı taksidini alamazsa maaşları bile ödeyemeyecek. AB ise, taksidin serbest kalması için yapılan incelemenin bu ay sonunda bitebileceğini açıkladı. Fransız bankalarının notu, ellerindeki riskli Yunan tahvilleri sebebiyle düşürüldü. Avrupa Merkez Bankası ise, dışarıdan dolar bazında fon sağlamakta güçlük çeken iki bankaya likidite sağladı. Artık durum her zamankinden çok daha ciddi ve gün geçtikçe çözüme yönelik eldeki araçlar da tükeniyor. Dün Avrupa Komisyonu Başkanı Barroso çözüm için EuroBond çağrısında bulundu. Gerçi Almanya'nın başını çektiği kuzey ülkeleri ortak bir Euro tahvili ihracına soğuk baksa da bu iyi bir alternatif olabilir. Merkel ise Yunanistan'a yapılan yardım sebebiyle ciddi oy kaybı yaşıyor. Daha fazla oy kaybetmemek adına belki de Avrupa'nın siyasî ve ekonomik birlikteliği feda ediliyor. Yunan meselesi biraz sükûna ererse, bu sefer gözler Amerika'ya çevrilecek. Obama'nın kısa vadede uygulamak istediği istihdam ve büyüme tedbirleri işletilebilirse Dolar'da değer kaybı yaşanabilir. Zira risk iştahı geri dönerek emtia ve emtia ilintili para birimlerinde yükselişe yol açabilir. Bu durumda özellikle Yen ve Frank değer kaybeder. Euro/Frank paritesinin hâlâ 1.20-21'li seviyelerde olması alım için iyi bir fırsat gibi görünüyor. Zira İsviçre Merkez Bankası, paritede 1.20 olarak belirlenen alt seviyeyi mutlaka koruyacağını ilan etti.