Kimsenin kötülüğünü söyleme

A -
A +

Bir sultanın oğluna nasihatleri (2) * Halkın, senin iyiliğini söylemesini istiyorsan, kimsenin kötülüğünü söyleme. * Dostlarının az olmasını istemiyorsan kindâr olma. * Zahmet çekmeden kolaylıkla ömür sürmek istersen, kendi işine bak, başkasının işine karışma. Gerçi gençsin, ama yaşlılar gibi akıllı ve temkinli ol. Birdenbire gençliği bırak demiyorum. Tembel gençlerden olma, neşeli ol. Çünkü gençler neşeli olursa hoş olur. Delilik çeşitlidir. Bir çeşidi de gençliktir. Ama cahil gençlerden olma. Belâ cahillerden kopar. Ömrünün faydalı lezzetini gençlik çağında al, yaşlılıkta bu lezzeti bulamazsın, bulsan da faydası olmaz. Ne olursa olsun, gençlikte Allahü teâlâyı unutma ve ölümden emin olma; çünkü ölüm gelince, genç yaşlı demez. Öyleyse bilmiş ol ki, doğan ölür ve dünyaya gelen gider. Yaşlılara çok hürmet et ve onlarla rastgele konuşma ve onların sözüne hemen cevap verme. O meseleyi bilsen bile, (Cevabını yine siz buyurun) diyesin ve susasın. Çünkü en güzel cevap, onları dinleyip susmaktır. Yoksa onların vereceği cevaptan, utanılacak bir duruma düşersin. Yaşlıların bilgi ve tecrübesi, gençlerinkinden fazladır. Ama bu dediğim yaşlılar, saçını başını büyüklerin sohbetinde ağartmış olanlardır. Din gayreti olan, büyükleri seven, onların kitaplarını okuyan yaşlılardır, diğer yaşlı kimseler değildir. Çünkü gelişigüzel büyümüş yaşlıdan, büyüklerin sohbetini dinlemiş toy gençlerin sözleri daha iyidir. Gençliğini rastgele geçirme, tâ ki yaşlılıkta bilgisiz kalmayasın. Yaşlılar gibi olmaya, onların yanında bulunmaya dikkat et. Atalarımız, (Öküz olacak tosun, öküzlerin yanında yatar) demişlerdir. Ne zaman ki, gençlik çağı geçip ihtiyarlık çağı gelse, artık gençlikteki dinçliği bekleme. Gençler gibi giyinme, gençler gibi yaşamaya özenme. Çünkü yaşlı, genç gibi zevk ve şehvet peşinde olursa, halk arasında rezil olur. Öyleyse, insan yerini yurdunu iyi bilsin. Gençlikte genç olsun, kocalıkta gençlik evinden ihtiyarlık evine göçsün, yoksa, su üstüne yazı yazmaya kalkan ve deniz üstüne saray yapmaya kalkışan kimseye benzer. Yaşlandığında bir yerde yerleşmeye çalış, çünkü yaşlılıkta yolculuk yapmak, akıl kârı değildir. Hele yoksul ise, daha zordur. Çünkü yaşlılık bir düşman, yoksulluk başka bir düşman; bu iki düşmanla, mecbur kalmadıkça, yola çıkmak akıllıca bir iş değildir. Eğer Allahü teâlâ, o yolculukta sana yardım ederse ve nimete kavuşursan, evine dönmeyi arzu etme ki, bir evden ötürü yine yolculuk zahmetini çekmeyesin. Çünkü kişinin geçimi nerede iyiyse, evinin orada olması uygundur. (Doğduğum yerde yaşlanmam ve hep orada kalmam gerekir) demek yanlış olur. Onun için atalarımız, (Doğduğun yerde değil, doyduğun yerde kal) demişlerdir. Vatan ikinci anadır; çünkü anayı sevmek imandan olduğu gibi, vatanını sevmek de imandandır. İçinde aç, müflis oturmak imandan olmaz. O halde, işin nerede gelişmişse orayı vatan edin. Çünkü, (Kazancı nerede ise o yerde olmak, saadet belirtisidir) demişlerdir. Bahtsızlık alameti şudur ki, aç ve dinç otursun, kıtlık çeksin, bu vatanımdır, terk etmem desin. Bu ahmaklıktır. Görmez misin, Resulullah efendimiz Mekke'de doğdu, Mekke'yi fethetmesine rağmen, tebliğ görevini Medine'de daha rahat yaptığı için artık Medine'den ayrılmadı. Sen de, yararlı bir yer bulunca, oradan ayrılmamaya çalış, orada ayak direyesin. Sakın, filan yerde fayda daha çoktur deyip başıboş varmayasın, orada daha zararlı olursun. İyi bir yeri bırakıp, daha iyisini bulayım deme, bu hayal ile onu bulamazsın ve olanı da elden çıkarırsın. (Dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgurdan da olursun) demişlerdir... > Tel: 0 212 - 454 38 20 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.dinimizislam.com

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.