Avrupa Birliğini ne derece tanıyoruz?

A -
A +

Son günlerde Avrupa Birliğine karşı olmak neredeyse vatan hainliği ile eşdeğer sayılmaktadır. Ben 1974'ten yakın bir zamana kadar; Türk dünyası ve İslam dünyasının "Ortak Pazar"ını savundum. Ama geç de olsa güç de olsa, Türk ve İslam dünyasını temin eden ülkelerin (çok azı hariç) lider ve bürokratları Batının ajanı, hayranı, uşağı olduğuna inandım. Son yıllarda Bosna-Hersek, Kosova, Makendonya, Filistin, Çeçenistan, Keşmir, Etiyopya, Afganistan, Filipinler, Doğu Türkistan ve daha nicelerinde dereler halinde kan dökülerek soykırım yapıldı. Soykırım karşısında bu ülkeler ne yaptılar? En azından seyrettiler ya da zalime doğrudan ya da dolaylı destek oldular. Karşı olduğum Avrupa Birliğine gelince kendi oğlum Mustafa bile "baba neden AB'ye karşısın?" demektedir. Ben AB'nin çifte standardına, gizli ve sinsi emellerine, Türk devletini yıkma ve Türk milletini bölme planına, Sevr'i hortlatma, Kıbrıs'ı dolaylı ENOSİS ile Yunanistan'a peşkeş çekmesine, Ege'yi Yunan Denizi yapma faaliyetine, ilk safhada İstanbul surlar içinde "Ortodoks dini devleti" kurma hayallerine, Haçlı kini ve zihniyetine, IMF ve Dünya Bankası eliyle Türkiye'nin yeraltı ve yerüstü hazinelerini ölü eşek fiyatına gaspetmesine karşıyım. Yarım asırdan, 1952'den bu yana Türkiye'yi kapısında bekleten AT ve şimdiki AB en az yarım asır daha bekletecektir. Türkiye'yi böldüğünde ancak müzakere için takvim verecektir. Kimin yalan ve doğru söylediğini zaman gösterecektir. Avrupa Birliği neden bizi sevmez? İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde uzun yıllar maliye ve iktisat derslerine giren Alman asıllı Prof. Dr. Fritz Neumark'ı yaşlı hukukçularımız çok iyi tanırlar. Öğrencileriyle birlikte Boğaziçi'nde gezinti sırasında bir öğrencisi şu soruyu sorar; "Hocam Avrupa bizi neden sevmez?" gerçek bir bilim adamı ve hukukçu haysiyetiyle aynen şu sözleri söyler: (Hiçbir ilave yapmadım): "...... Çok samimi olarak itiraf edeyim ki Avrupalı, Türkler'i sevmez; sevmesi de mümkün değildir. Asırlardır kilisenin Türk ve İslam düşmanlığı, Hıristiyanların hücrelerine (genlerine) sinmiştir. Sebebine gelince, Müslüman olduğunuz için sevmez ama, faraza laiklik şöyle dursun, Hıristiyan olsanız da, size düşman olarak bakmaya devam eder. Sizler farkında değilsiniz, onlar şu gerçeğin farkındalar. Tarihten Türkler çıkarılırsa tarih kalmaz! Osmanlı Arşivi tam olarak ortaya çıkarsa bugünkü tarihin yeniden yazılması gerekir. Avrupa'nın pazarı idiniz, şimdi Avrupa'yı pazar yapmaya başladınız. En az dört yüzyıl Avrupa'da sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz. Selçuklular Anadolu'yu, Osmanlılar ise Orta Avrupa'yı ve Balkanları, Haçlı ve Hıristiyan ülke ordularına mezar ettiler. Sizi silah ile yenemeyenler, sizleri kendilerine benzeterek, hakimiyet sağladılar. Selçuklu ve bilhassa Osmanlı, İslamiyet uğruna herşeyini feda etmeseydi, İslamiyet bugün varlığını sadece Hicaz'da devam ettirirdi. Kaldı ki Vehhabiliği kuranlar da İngiliz Dominyom Bakanlığı'nın adamlarıdır. Batı İslamiyeti, her yerde sapık inançlara kanalize etti. Ama Osmanlı Asr-ı Seadeti devam ettirdi. Kilise size kan kusmaktadır. Sebepleri yukarıdadır. Sizler gerçek hüviyetinize döndüğünüz an, Avrupa'nın medeniyeti refahı yıkılır. Yani sizler Avrupa'nın tarihi düşmanısınız ve daima düşman olarak kalacaksınız...." (Kaynak: Hürriyet Gazetesi Yalçın Bayer, Türkiye Gazetesi Fuat Bol 11 Haziran 2002, Cumhuriyet Gazetesi Atilla İlhan "Sizi Kendilerine Benzeterek Hakimiyeti Sağladılar" 28 Haziran 2002, Avukat M. Fazıl Akkaya (Gezi'de bulunan)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.