Tekel'in özelleştirilmesi tarihî hatadır! (2)

A -
A +

Yeşilay Cemiyeti yıllardır çok sayıda rapor ve yazı ile TEKEL'in özelleştirilmesinin ülke menfaatlerine aykırı olduğunu arz etmişse de IMF ve AB'nin baskısı ile TEKEL özelleştirilmek üzeredir. Yeşilay'ın son bülteni şöyledir: TÜRKİYE YEŞİLAY CEMİYETİ GENEL BAŞKANLIĞI İSTANBUL Cağaloğlu, Nuruosmaniye Cad. No:17/1 Tel:(0212) 527 16 83 Faks:(0212) 522 84 63 Tarih: 16 Şubat 2001 Sayı:2001/ 4808 Basın Bülteni SAYIN YETKİLİLERİMİZE VE KAMUOYUNA TEKEL'in özelleştirilmesi konusunda târihi ve önemli bir gerçeği sayın yetkililerimizin ve muhterem kamuoyunun dikkatlerine sunuyoruz: Bilindiği gibi, AB üyesi olan ülkeler, Türkiye'nin AB'ye alınabilmesi için birtakım şartlar ileri sürüyorlar. Bu şartlar arasında milli güvenliğimizi tehdit edenler de bulunuyor. AB'yi, siyâsi ve ekonomik bütünleşme olarak kuran ülkelerin bize niçin düşmanca davrandıklarını anlamak için tarihimizi hatırlamamız gerekir. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Sevr Anlaşması ile yurdumuzu işgal ederek, limanlarımıza gemileriyle bol miktarda alkol ve uyuşturucu getirmeye başlayan düşmanlar, topla tüfekle yenemediği milletimizi, uyuşturarak içten çökertmek istemişti. Bu fâciayı gören vatansever aydınlarımız bir araya gelerek, halkımızı ve gençliği uyarmak ve bu yolda mücâdele etmek için 5 Mart 1920 tarihinde "Türkiye Yeşilay Cemiyeti"ni kurmuştu. Yeşilay'ın kuruluş nedeni bugün de aynı şekilde devam etmektedir. Dün savaş yoluyla ülkemizi paylaşmak isteyenlerin emelleri İstiklâl Savaşı ile kursaklarında kalmış, ancak 2000 yılına kadar ülkemizi sarsan anarşi ve terörü aynı maksatla hortlatıp desteklemişlerdi. Bugün ise AB üyeliği fırsat sayılarak, ülkemiz üzerindeki emellerini gerçekleştirmek için ne mümkünse yapmaktadırlar. Ülkemizin başına sardıkları silahlı terörün etkisiz hâle getirilmeye başlanmasından itibaren uyuşturucu maafyasına da başvurarak, alkol ve uyuşturucu kullanımının korkunç boyutlara çıkartılmasının yanısıra, müstehcen yayınlar ile şiddet ihtivâ eden yayınlardaki patlama bir tesâdüf değildir. Bunun nedeni, etkisiz kılınan terörün yerine başka tehditlerin kullanılarak, Türkiye'ye göz açtırmadan hedeflerine ulaşmak için milletimizin temeli olan aile varlığımızı yıkmak istemeleridir. Türkiye'nin AB'ye uyum sürecinden itibaren 4619 Sayılı Kanun'a dayanılarak Tekel ürünlerinin (sigara ve alkollü içkiler) aynı maksat için kullanılmaya devam edileceğinden kimsenin şüphesi olmamalıdır. Tekel ürünleriyle diğer mâmuller bir tutulamaz. Çünkü, bunların tüketimi, gerçek bir savaştan daha fazla ölümlere sebep olmaktadır. Yalnız sigara yüzünden her yıl en az 200 bin insanımız ölmektedir. Buna alkol ve uyuşturucu sebebiyle ölenler eklenince bu sayı 350 bini bulmaktadır. Terördeki kaybımız ise toplam 35 bin kişi olmuştur. Hiçbir devlet, halkının maddi ve mânevi tahribatı üzerinden kazanç elde etmek istemez. Bunun için alkol ve sigaranın bağımlılara yetecek kadar üretilmesi gerekir. 12 Şubat 2001 tarihinde basında çıkan haberde: Tek Gıda-İş Sendikası Başkanı Hüseyin Karakoç'un, Tekel'in günde devlete 9 trilyon TL. gelir getirdiğini ifade ettiğini bildirmiştir. Tekel'in özelleştirilmesiyle devlet günde 9 trilyon liralık kaynaktan mahrum kalmış olacaktır. Devletin mali sıkıntı içinde bulunmasına karşılık, söz konusu kaynaktan vazgeçmesinin hiçbir haklı gerekçesi yoktur. Ayrıca alkol ve sigaranın devletin tekelinden (kontrolünden) çıkarılarak özelleştirilmesi felâket, üretim ve ticaretinin yabancı şirketlere verilmesi ise daha büyük bir felâkettir. Çünkü, yabancı kaynaklı alkollü içki ve tütün mamullerinde ayrıca ve özel olarak bağımlılık yapan maddeler (uyuşturucu kökenli) bulunmakta ve bu durum toplumumuzda ve bilhassa gençlerimizde beyaz bağımlılığına geçişi sağlamaktadır. Böylece dış güçler, Türkiye başta olmak üzere, hedef ülkelere savaş ilân etmeden onları içeriden tahrip etmektedirler. Devlet ve millet olarak geleceğimize güvenle bakabilmek için tarihten ders almamız gerekir. Tarihten ders almadığımız ve bizi çifte standartlarla aldatmaya çalışanlara inanmaya devam ettiğimiz takdirde, düşmanlarımız bize hayat hakkı tanımayacak ve en azından bizi zararlı alışkanlıklar bataklığında imhâ edecektir. En içten saygılarımızla... Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Selâhaddin Kaptanağası

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.