İçeride ve dışarıda Kürtlerin geleceği Türkiye ile beraber olmaya bağlıdır. Yakında ABD, Rusya ve İran’ın menfaatleri bittiğinde Kürtleri hemen satacaklardır. Katil Esad, kendini güçlü hissettiğinde PYD’yi saf dışı bırakacaktır. Suriye’de Kürtlerin Suriye kimliği yoktur.
Giovanni Mario Angidello “Osmanlı Sarayında bir Venedikli” adlı eserinde şunları yazmakta idi:
“Yavuz Sultan Selim Han Macaristan seferine hazırlanıyordu. Kürtler Sultan’ı ikna etti ve Yavuz Sultan Selim Han İran Safevilere yani Şah İsmail’e saldırmaya karar verdi. Kürtler ikna etmese idi Şah İsmail’e saldırmaya cesaret edemezdi...”
23 Ağustos 1514 tarihinde Çaldıran Ovasında yaşanan savaşta Osmanlı ordusu Safevileri yenerek bölgeyi Safevi tehdidinden kurtardı. O gün Safeviler, bugün İran. Roller aynıdır. Çaldıran Savaşından sonra Kürtler, Şii Safevi tehdidinden kurtulmak için Osmanlıya bağlandı. Çaldıran Savaşındaki galibiyet Osmanlı-Kürt ordularının eseridir.
Şimdilerde İran, Kürtlerden intikam almaktadır. PKK ile okulları, hastaneleri kamuya ait her şeyi yakıp yıkıyor. İdris-i Bitlisî, Kürt asıllı Osmanlı devlet adamıdır. Kürt aşiretlerinin tasvibi ile Yavuz Sultan Selim Han’a dilekçe yollamıştır. Bağlılık ifade etmiştir...
İstanbul’daki Piyer Loti Tepesinin eski adı İdris-i Bitlisî tepesi idi. Osmanlı Kürtlere daima huzur ve refah getirdi. Bölge gelişti. Sonuç olarak Kürtler Safevi egemenliğine karşı Osmanlı Devletini yardıma çağırdılar. Onun desteği ile kurtuldular. Güvenlik, istikrar ve barış ihtiyacıyla statülerini inkâr edip yıkmayan din ve mezheplerini değiştirmeye zorlanmadan kendi mezheplerinde büyük bir devletin birliği içinde yer aldılar.
Çaldıran Savaşı öncesi Kürtleri Şii yapmak isteyen Safeviler gibi bugünün İran’ı, hakim olduğu Kandil ve PKK ile Kürtleri ateist yapmak istiyor. (Kendileri gibi) Kürt Din Âlimleri ve Medreseleri Cemiyeti Başkanının açıklaması:
“Birlerce yıl boyunca PKK kadar Kürtlere zulmeden olmamıştır. Allahü tealayı, Peygamber Efendimizi (sallallahü aleyhi ve sellem) ve Kur’an-ı kerimi inkâr eden gençlerin sayısı yüz binlere ulaşmıştır...”
Küfre rıza küfürdür. Ve PKK’ya doğrudan ya da dolaylı yardım etmenin tehlikesi büyüktür. Ebedî saadetlerini kaybedebilirler!..
Sultan Abdülhamid Han Kürt aşiretlerinin çocuklarını okullarda okuttu. Bu çocuklardan kimisi subay kimisi paşa kimisi de diğer önemli mesleklerde görev aldılar. Şeyh Edebali bir Kürt kızıyla evlenmişti. Osmanlı, mültecileri bile paşa yapmış idi. Dolayısıyla Osmanlıdan bu yana Türk ve Kürt kardeş hatta kardeşten de öte olmuşlardır…