'Baylar, o zaman kendinize yeni bir halk bulun!'

A -
A +

Gündem şöyle belirlendi: "Ya halkta bir yanlışlık var, ya da partide!" CHP ne zaman karışsa, halkımız hatırlanır; Bertolt Brecht'in şiirsel uyarısı tekrarlanır. Bu sefer de öyle oldu. CHP'nin halkla ilişkiler konusunda pek becerikli olmadığını bilumum partililer ikrar ediyor. Bakın bir CHP milletvekili neler demiş: "CHP hâlâ, 'Ben karar veririm, halk bana uyar' refleksiyle hareket ediyor olabilir. Hayır, bu ülkede artık patron halk. CHP halkın patronu değil. Bu değişimi yapmak lazım. Gidip kendini halka anlatacaksın. 'Halk bizi anlamadı, oy vermedi' demeyeceksin. O zaman size Brecht'in dediği gibi, derler; Baylar, o zaman kendinize yeni bir halk bulun!" Muhalefet olmak bazen çok kolay, bazen de bir hayli külfetlidir. Muhalefetteyken erimek ise, üzerinde derin derin düşünülmesi gereken bir durumdur. Kuru sıkı muhalefet etmek, bir hayat tarzına dönüşürse pek fazla ciddiye alınmaz. Seslendiğiniz hedef kitle tarafından"lâf çok, iş yok!" gibi bir damga yiyebilirsiniz. Diğer taraftan muhalefetin kabak tadı vermesi gibi bir başka risk de mevcuttur. Neden mi? Cevabı gene aynı milletvekili veriyor: "CHP halkın sesini duymakta çok güçlük çekti. Kendi doğal müttefiki sayılan halkın ilerici kesimlerini bile kaybetti. Ülkenin sol birikimiyle ilişkisiz bir sol parti olur mu? CHP şu anda sol görünümünden uzaklaşmış bir parti..." Ne değişecek? Aslında CHP'nin halktan uzaklaşma muhabbeti çok eskilere gider. Bu muhabbet müzminleşmiştir. Mesela bundan tam 44 sene önce, Turan Güneş Hoca, "Rejimin gizli hastalıkları: CHP Halktan Nasıl Uzaklaştı?" başlığı altında bir şeyler yazmış, bugün kafaları kurcalayan sorulara, o günün şartlarında cevaplar aramış. CHP'nin halkın oylarıyla iktidar olmayı amaç edinen herhangi bir partiden farklı olarak özel bir misyonu var mı? Maalesef var! Bugünkü kavga, o misyon üzerinden yürütülüyor. İşte o misyon sebebiyledir ki, bir kısım CHP'li için halkın ne olduğunun hiçbir önemi yoktur, esas olan halkın ne olması gerektiğidir. Halkımız böyle tepeden inme bir misyondan pek de hazzetmemiş görünüyor. Bugüne kadar açılan seçim sandıkları da aynı şeyi söylüyor. CHP, vaktiyle devletle bütünleşmiş, iktidarda da olsa, muhalefette de olsa statükonun ve devlet ideolojisinin sözcüsü olmuştur. Söz konusu ideolojinin değişmesi ya da yeniden yapılandırılması durumunda CHP'nin de değişmesi kaçınılmaz olmaktadır. Bazı siyaset bilimcilere göre partide olup bitenin özeti budur. Bu ülkede yaşayan herkesin bildiği ortak bir özelliğimiz var: Kurnazlığımız... Yükselen değerlerimiz içinde, kurnazlığımızın ve onun ikiz kardeşi olan pişkinliğimizin çok önemli bir yeri var. CHP'yi tenzih ederiz, ama kurultay süresince bir dizi kurnazlık ve pişkinlik ile karşılaşabiliriz. Bu son derece normaldir, çünkü bu vasfımız partiler üstüdür. *** Kurultaya giden CHP'ye iyi değişmeler, halkımıza sabırlar diyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.