Enflasyonun istikrarı bozuluyor mu?

A -
A +

Vaktiyle, 'Türkiye'nin en istikrarlı ekonomik göstergesi enflasyondur' diyenlere kızdık, gücendik. Enflasyonu biraz düşürmeye başladığımızda, 'Türkler, enflasyona karşı matematiksel bir zafer kazandılar!' yaygarasını kopardılar. Yabancılar haklıydı. Merkez Bankası'nın iki yıl önce yapmış olduğu sunumlarda gösterdiği ilginç bir grafik var. Dünya Bankası verileriyle oluşturulan grafik, Türkiye'nin sergilediği enflasyon performansını, Latin Amerika ülkeleri, Doğu Avrupa ülkeleri ve Güney Doğu Asya ülkelerinin enflasyon oranları ile karşılaştırmalı bir biçimde ortaya koyuyor. Grafik, (1983-1992) ve (1993-2001) olmak üzere iki alt dönemi kapsıyor. Latin Amerika ülkeleri ve Doğu Avrupa ülkelerinin yıllar itibariyle Türkiye'nin enflasyonunu zaman zaman geçtiğini gösteriyor. Ne var ki, söz konusu ülkelerde, enflasyon daha sonra düşürülebilmiş; bizde olduğu gibi yüksek bir düzeyde istikrar kazanıp kronikleşmemiş. Hiper enflasyon ile de tanışan Latin Amerika ülkeleri bile enflasyonlarını indirebilmiş. 1990'lı yıllarda bizim enflasyonumuzu sollayan Doğu Avrupa ülkeleri, daha sonra bizi enflasyonumuzla baş başa bırakmışlar. Güney Doğu Asya ülkeleri ise neredeyse çeyrek yüzyıldır bizim hiç zevkine varamadığımız bir şeyi gerçekleştirmişler ve düşük enflasyonda istikrar sağlamışlar. Biz ise, grafikte de net bir biçimde ortaya konduğu gibi, 2001 yılı da dahil olmak üzere, (1983-1992) ve (1993-2001) dönemlerinde yüksek enflasyonda istikrar sağlamışız. Dünya üzerinde bunu becerebilmiş bir başka ülke yok. Merkez Bankası, daha sonra bu grafiği revize etti, 2002 ve 2003 yıllarında düşürmeye başladığımız enflasyonu grafiğe dahil etti. Trendi kırdığımızı göstermeye çalıştı. (Yer darlığı sebebiyle grafiği sütunumuza alamadık.) Son verileri dikkate aldığımızda, TÜFE 32 yıl aradan sonra ilk kez tek haneye indi. Gıda fiyatlarının düşmesinin etkisiyle, TÜFE, mayıs ayında yıllık bazda yüzde 8.88'e geriledi. Böylece TEFE'den sonra TÜFE de, yüzde 10'un altına düştü. Enflasyonda ortaya çıkan düşüşler kalıcı olabilirse, yukarıdakilere benzer sataşmalara muhatap olmayız. * Kara kutu nerede? Nihai olarak, enflasyonun sadece ekonomiye değil, aynı zamanda politikaya ve toplumsal yapıya ilişkin bir kara kutu olduğunu söyleyebiliriz. Batı dillerinde 'enflasyonun ekonomi politiği' (political economy of inflation) adı altında yayınlanan çok sayıda makale ve kitap, bu gerçeğin altını çiziyor. Enflasyon denilen kara kutuyu deşifre edebilmek için, bir dizi başka kara kutuyu zincirleme olarak analiz etmek gerekiyor. Deşifre edilmesi gereken kara kutuların başında kamu maliyesi (kamu gelirleri, kamu harcamaları ve borç yönetimi) geliyor. Enflasyon ile mücadele programları söz konusu olduğunda, aşağıdaki soruların cevaplandırılması çok önemli. Şöyle ki: * Hasta gerçekten tedavi olmak istiyor mu? Siyasi irade ne kadar ciddi? * Enflasyondan beslenenler politik olarak ne kadar güçlü? * Enflasyon ile mücadele etmenin politik maliyeti, enflasyon ile birlikte yaşamanın politik getirisinden fazla ise ne yapılacak? * Enflasyonu uyarmaksızın büyüme ve istihdam artışı sağlayabilir miyiz? Enflasyon performansımızı bu sorulara verilecek cevapların niteliği belirleyecek.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.