Hababam sınıfı, toparlanabilecek mi?

A -
A +

Seçim yaklaşıyor. Ne mi oluyor? Siyaset erbabının popülist refleksleri, harekete geçiyor. Popülizm, iktidara gelmenin bir basamağı gibi algılanıyor. Kendilerini "merkez sağ" olarak tanımlayan bir kısım zevat, toparlanmaya çalışıyor. Tercüme edersek, söyledikleri şu: -Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır! *** Aslında, biz bu filmi defalarca gördük, ama belki de unuttuk. İsterseniz, hafızamızı şöyle bir tazeleyelim ve kaybettikleri iktidarı özleyenlere soralım: -Geçmişte, kısa vadeli politik çıkarlarınızı kollamak adına, ekonomik istikrarı delmediniz mi? Çift haneli enflasyonu, "büyümenin ve istihdamın bedeli" diye yutturmadınız mı? -TL'yi sıfırlarla donatmadınız mı? Halkımızı, kuyruğunda 16 tane sıfır barındıran katrilyonlu rakamlarla tanıştırmadınız mı? Enflasyonu önlemek yerine, onunla birlikte yaşamanın yollarını keşfetmediniz mi? -Ulusal parayı dandik hale getirip, ekonomiyi dolarize etmediniz mi? -Merkez Bankası'nın Hazine'ye açtığı kısa vadeli avansı, son damlasına kadar kullanmadınız mı? -"Seçmene selam!" faslından, sosyal güvenlik kurumlarını çökertmediniz mi? -Kamu bankalarını ikinci bir hazine gibi hortumlayarak, görev zararları marifetiyle, kamu açığını maskelemediniz mi? Böylece, siyaseti de finanse etmediniz mi? -Bütçe dışı fonlar ihdas ederek ve söz konusu "dipsiz kuyuları" Sayıştay denetiminin dışına taşıyarak, Meclis'ten geçen bütçenin yanında, ikinci bir bütçe oluşturmadınız mı? -Bir kısım özel bankanın boşaltılmasını ve batmasını seyretmediniz mi? -"Yüksek kronik enflasyon, yüksek büyüme" diye belirlenen saadet zinciri duvara tosladığında, "konsolidasyon ve moratoryum" dedikodularının gölgesinde, IMF'ye gitmediniz mi? -IMF, "önce reform, sonra para" dediğinde, "önce para, sonra reform" gibi kurnazlıklara tevessül etmediniz mi? -IMF tarafından köşeye sıkıştırıldığınızda, bir dizi sahte gündem üretmediniz mi? Yalan mı? *** Velhasıl.. Ankara'dan bölüştürülen rantların egemen olduğu bir "hababam ekonomisi", "hababam sınıfı" tarafından yönetildi. Yazılı olmayan toplumsal sözleşme, popülizmi yıllarca iktidar yaptı. Sandıktan, "Baba Devlet ve Halefleri" diyebileceğimiz bir model çıktı ve çok net bir mesaj verdi: -Bölüşmek için üretmek gerekmez, üretmeden de bölüşülebilir. Ne güzel değil mi? Ne yazık ki, aynı toplumsal sözleşme, defalarca krize tosladı. *** Nihayet.. Kasım 2002'de, "hababam sınıfı" sandığa gömüldü. O tarihten bu yana, bir türlü kendine gelemedi. Anlaşıldığı kadarıyla, halkımız, denenmişleri bir kere daha denemek istemedi. Önümüzdeki seçimde toparlanabilirler mi? Bu kafayla, çok zor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.