Bir öğretim üyesi arkadaşım geçtiğimiz hafta CHP kurultayına gitmiş. Kurultaya katılan herkes gibi onun da morali bozulmuş. CHP'nin ve Türkiye'nin geleceğine ilişkin bir dizi karamsarlığının baskısı altında, Kurultay salonunu terk etmiş. Basınımızın bir kısım kalem erbabı, kendilerini "Berbat bir maç izlemiş futbol yazarı" gibi hissetmişler. Yorgan gitti ama kavga bitmedi; CHP'nin ileri gelenlerinin gündemi değişmiyor. Özetle şunları dile getiriyorlar: ¥ Toplum, CHP'nin muhalefetini, kendi muhalefeti olarak görmüyor. ¥ Bağdat Caddesi üzerindeki ve Çankaya'daki apartmanlardan CHP'ye oy çıkıyor da, niçin apartmanın kapıcısı ya da onun varoşlarda oturan akrabaları sağ partilere oy veriyor? ¥ Brezilya'da ezilenler ve mağdurlar solu, yani Lula'yı iktidara taşıdı, ama Türkiye'de AK Parti iktidara geldi. Neden? Siyaset, bir halaydır... Ankara'nın nabzını iyi tutan bir köşe yazarımız Dokuzuncu Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel'e CHP'yi sormuş. Sayın Demirel, yaşananlar için "Üzücü, ama CHP bu zorlukları aşacak güçte" demiş ve taşı gediğine koymuş: "Siyasetin içinde bir ömür geçirdim. Bunca yıllık deneyime dayanarak şunu söyleyebilirim ki, siyaset, bir halaydır. Halay çekerken, insanlar el ele tutuşurlar. Siyaset iki kişinin yaptığı bir vals değildir. Çiftetelli, kaşık oyunu, zeybek de değildir. Tek kişinin oynadığı oyun hiç değildir. Siyaset yapıyorsan, halay çeker gibi yapacaksın. El ele tutuşacaksın. El ele tutuşanların sayısı ne kadar çoksa, halay o kadar güzeldir. Tabii siyaset de!" Demek ki neymiş? CHP'nin halay çekmeyi öğrenmesi gerekiyormuş. Sayın Demirel, seçmen sosyolojisini çok iyi bilir. Ne var ki, Türkiye'yi yönetmeye talip olan elitler halay çekmeyi pek beceremediler. Peki ne yaptılar? Her zaman olduğu gibi, "La comparsita" eşliğinde tango yaptılar. Tangonun vatanı olarak bilinen Arjantin'de, tangoyu ezilen sosyal sınıflar üretmiş. Tango, Buenos Aires'in kenar mahallelerinde ortaya çıkmış. Bizde ise elitler tango yapıyor; halkımız halay çekiyor. Arjantin'i yönetenlerin de halay çekmeyi öğrenmesi gerekiyor. CHP'nin değişmesi, Alman Sosyal Demokrat Partisinin veya İngiliz İşçi Partisinin değişmesine benzetilemez. Türkiye'nin sol partileri, öteki Türkiye'ye yönelik bir proje üretmek bir yana, o insanlarla diyalog bile kuramıyor, aynı dili konuşamıyor, halay çekemiyor. CHP, şaka yapmaya devam ediyor. Ne yazık ki, seçmen şaka kaldırmıyor. CHP'de halay çeker gibi siyaset yapmayı bilenler yok mu? Elbette var, ama CHP onları dışlıyor. İngilizlere benzemek ne demek? Geçenlerde TGRT HABER'de yayınlanan Çerçeve'den Yansımalar programında CHP eski Genel Sekreteri Ertuğrul Günay, CHP'nin problemini çok veciz bir biçimde ortaya koydu ve dedi ki: "...Toplumsal değerleri istismar etmeyeceksiniz, ama karşınıza da almayacaksınız. Toplumun içinden olacaksınız. O toplumu yukarıdan geliştirmeye çalışırsanız, Hindistan'daki İngilizlere benzersiniz..." *** Peki şimdi eğri oturalım, doğru konuşalım ve soralım: Türkiye'nin bir kısım seçkinleri Hindistan'daki İngilizlere benziyorlar mı? Maalesef evet, İngilizler bizimkileri iyi benzetmişler...