Senaryo, sahne, dekor, kostüm, makyaj, oyuncular ve figüranlar.. Tamamını tanıyoruz. Hiçbiri bize yabancı değil. Biz bu filmi çok gördük. Özelleşemeyen özel sektörümüzün mümtaz temsilcileri, her fırsatta mağduriyetlerini dile getiriyor, deyim yerindeyse, kafa ütülüyorlar. Monşerlere sormak durumundayız: -Sizi memnun etmek için ne yapabiliriz? Diyorum ki.. - AB ile tesis ettiğimiz "Gümrük Birliği"ni tasfiye edelim, gümrük duvarlarını yükseltelim. - Sanayi, dış rekabet ve verimlilik kaygısından bağımsız bir biçimde üretimini sürdürsün. -İthal ikamesine dayalı sanayileşme politikalarına dönelim. -Sık sık "Yerli Malı Haftası" yapalım. Yerli üretimi, kotalarla ve gümrük vergileriyle koruyalım. -Sermaye hareketlerini sınırlayalım. Nasıl buldunuz? Beğendiniz mi? *** Dahası.. Her derde deva bir dalgalı kur rejimi formüle edelim. Öyle bir kur rejimi formüle edelim ki, bu rejim: -Sanayiciye, ihracatçıya, ithalatı da olan ihracatçıya, ithalatçıya, bankacılık sektörümüze ve her türlü döviz pozisyonuna -Başta cari açık olmak üzere, temel makro dengelerimize -Borç stokumuza, borç stokumuzun vade yapısına ve bileşimine -İç ve dış şoklara iyi gelsin. Aynı kur rejimi: -AB eksenli krizden ve küresel likiditede ortaya çıkan dalgalanmalardan -Ülkeye yönelik sermaye hareketlerinden -Euro/Dolar paritesinin seyrinden -ABD Merkez Bankası Fed'in kararlarından -Siyaset ve beklentilerde yaşanan savrulmalardan etkilenmesin. *** Hepsinden önemlisi.. "Kâr ederseniz sizin, zarar ederseniz devletin!" olsun. Geçmişte böyle değil miydi? Bu arada, bir şey daha yapalım. -27 Mayıs 1960 darbesinden sonra imal ettiğimiz "Devrim" otomobillerini yeniden üretelim. Mesela.. -"Fren, korna ve far standart", "geri vites lambası ve silecekler opsiyonel" olsun! "Devrim"i, Afrika'daki bazı muz cumhuriyetlerine ihraç edebilir ya da lisans vererek oralarda üretilmesini sağlayabiliriz. Dolayısıyla.. Dışa bağımlılıktan kurtulur, cari açığı buharlaştırır, kalkınırız. Sayenizde efendim, sayenizde!