Wiki wiki, vak vak..

A -
A +

Demek ki neymiş? Demek ki.. -Gerçek, ayakkabılarını giyene kadar, "yalan" tüm dünyayı bir kaç defa dolaşabiliyormuş. WikiLeaks skandalı yüzünden, geçtiğimiz haftayı telef ettik. Skandalın, iç politikaya ilişkin önemli yansımaları oldu. WikiLeaks fitnesi kapsamında, İran, Rusya, Çin, Almanya ve Libya başta olmak üzere, bir dizi ülke, bir hayli gerildi. Muhtemel artçı sarsıntılar, tedirginliği tırmandırdı. Bir çok diplomat, kendini çıplak ve korumasız hissetti; uykusuz geceler geçirdi. *** Ünlü İngiliz diplomat Henry Wotton'a sormuşlar: -Bir büyükelçi nasıl olmalı? Cevap şöyle: -Bir büyükelçi, ülkesinin çıkarlarını korumak için, "yalan söylemek üzere" yurt dışına gönderilen "dürüst" adamdır. Yani.. Yanisi şu: - Gaye, vasıtayı meşru kılar. İngiliz Başvekil Winston Churchill, kafayı çektiğinde şöyle dermiş: -Savaş zamanı gerçek o kadar kıymetlidir ki, yalanlardan örülen bir duvarla korunur! Sadece savaşta mı? Savaşlar, yalan kesafetini artırır, ama barış ortamı da pek steril değildir. Dezenformasyon fırtınası ya da enformasyon terörü görülen lüzum üzerine sık sık iş başı yapar. Netice itibariyle.. Diplomasi dedikleri, tam da böyle bir şey. Özetlemek gerekirse.. II. Dünya Savaşı'nın (ya da II. Paylaşım Savaşı'nın!) sonunda yeniden yapılanan kapitalist dünya, 11 Eylül'den sonra, çok kapsamlı bir bölüşüm kavgasının sancılarını yaşıyor. 11 Eylül Dünyası diye bilinen süreç, şunu kesin olarak kanıtladı. İkiz kuleler, Afganistan'a ve Irak'a yıkıldı. Yıkıntının sarsıntısını ve tozunu hâlâ hissediyoruz. *** Demokratların 2004 seçimindeki sloganlarından bir tanesi şöyleydi: "Clinton yalan söylediğinde, hiç kimse ölmedi!" (Sloganın orijinali, daha veciz ve kafiyeli: No one died when Clinton lied!) T-shirtleri ve posterleri süsleyen slogan, Irak'ın işgaline atıfta bulunuyordu. Gerçekten, Clinton yalan söylediğinde ve itiraf ettiğinde kimse ölmedi, ama First Lady Hilary Clinton'un sakinleştirici, Monica Lewinsky'nin ise psikolojik yardım aldığını medyadan öğrendik. İsterseniz, WikiLeaks'te bulamayacağınız bir dedikoduyu da biz sızdıralım. ABD eski Başkanları ile ilgili son derece enteresan bir kıyaslamadan söz edilir: -Abraham Lincoln, yalan söylemeyi beceremezmiş. -Richard Nixon, doğru söyleyemezmiş. -Ronald Reagan, doğru ile yanlış arasındaki farkı bilmezmiş. *** Meraklısına not: Bendeniz, WikiLeaks rezaletinin mimarı Julian Assange ve takımını, Polat Alemdar'a ve Memati'ye havale ediyorum. Bu ortamda, "Kurtlar Vadisi- Kripto" iyi gider.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.