"Ben senin Rabbinim!"

A -
A +

Musa aleyhisselamın Tur Dağında gördüğü ışığa doğru ilerlerken sağ tarafındaki vadiden, bereketli yerdeki ağaç tarafına yaklaşmıştı ki, cihetsiz bir ses duydu: - Ya Musa! İrkildi ve olduğu yerde durdu. Zira bu ses, bir insan sesi değildi. Hazreti Musa, bu sesi sadece kulağıyla değil, sanki vücudunun bütün zerreleriyle duymuştu. İlâhî ses devam etti: - Muhakkak ki ben, âlemlerin Rabbi olan Allahü teâlâyım! Hiç şüphen olmasın ki, ben senin Rabbinim! Bu ses üzerine Hazreti Musa kendini bambaşka bir âlemde bulmuştu. İlk emir bildirildi: - Ayakkabılarını çıkar! Şüphesiz ki sen; seçilmiş, temiz, mübarek ve mukaddes olan Tuva Vadisi'ndesin. Bu emir üzerine Hazreti Musa, derhal ayakkabılarını çıkardı. Daha sonra cenab-ı Hak sordu: - Ey Musa! Elindeki nedir? - O benim asamdır, ona dayanırım, onunla koyunlarıma yaprak silkelerim. Daha başka ihtiyaçlarıma da yarar. - Ey Musa! Asanı yere bırak! Bu nida üzerine asasını yere bırakınca, asanın sanki bir yılan gibi titreyip debelendiğini, hareket etmeye başladığını gördü. Musa aleyhisselâm bu hâli görünce, hayretle arkasına döndü ve asayı takip etmedi. Bunun üzerine tekrar nida olundu ki: - Ya Musa! Yönünü ona çevir! Hiç korkma! Sen korkudan emin olanlardansın. Hazreti Musa bu emri alınca geri döndü. - Ey Musa! Onu al ve endişe etme! Biz onu ilk şekline getireceğiz. Hazreti Musa bu emir üzerine elini uzattı ve bir de ne görsün? Asa, elinde eski hâlinde idi. Bu arada yine ilâhî hitap geldi: - Ya Musa! Elini koynuna sok! Böylece elin her türlü illet ve hastalıktan salim ve ışık saçan güneş gibi beyaz olarak çıkar. Elinin böyle parlak olmasında, sana ve başkalarına bir ürkme gelirse, elini tekrar koynuna sok. Böylece yine evvelki normal hâline döner.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.