Eşsiz merhamet ve sabır...

A -
A +

Peygamber efendimiz, nübüvvetten önce de, hilm, yumuşak huyluluk sıfatının üstünlüğü ile kavminin en büyüğü idi. Her hilm sahibinden muhakkak bir eksiklik sadır olmuştur. Fakat, Resul aleyhisselam, bundan masun bulunmuş, eza ve işkencelerin çoğalması, kendisinin, ancak sabrını artırmıştır. Peygamberimiz, şahsına karşı işlenmiş olan suçlardan dolayı asla öc almazdı. Peygamberimiz, insanların en az kızanı ve en çabuk razı olanı ve suç bağışlayanı idi. Hz. Ali: "Peygamber aleyhisselam, meclisine gelen yabancıların sözlerinde ve sorularındaki kabalık ve kırıcılığa Eshabı da, kendisi gibi katlansınlar diye katlanırdı" demiştir. Yahudi bilginlerinden ve zenginlerinden Zeyd bin Sune anlatır: "Muhammed aleyhisselamın yüzüne bakınca, Kendisinde Peygamberlik alametlerinden iki şeyden başka zuhur etmedik bir şey kalmadığını anladım. Kendisindeki hilm sıfatı, karşılaştığı cahillik ve kabalığı geçiyor mu, geçmiyor mu? Kendisine karşı en ağır cahilce ve kabaca davranışlar, hilmini artırıyor mu, artırmıyor mu? Bu hususta henüz bir bilgi edinememiş, eğer fırsat olursa bunu da öğrenirim, demiştim. Resul aleyhisselam, günlerden bir gün, yanında Ali bin Ebi Talip bulunduğu halde, odalardan birinden dışarı çıktı. O sırada, hayvan üzerinde, Bedeviye benzeyen bir adam, çıka geldi. "Ya Resulallah! Köy halkından filan oğulları, Müslüman olup İslamiyete girdiler. Onlara, Müslüman olurlarsa, geçimlik geleceğini söyler dururdum. Yağmursuzluk, kuraklık yüzünden son derecede kıtlık sıkıntısına uğradılar. Ya Resulallah! Ben, onların, sizlerden bir şeyler umarak girdikleri İslamiyetten çıkmalarından korkuyorum! Eğer, onlara bir şeyler gönderip yardım etmeyi uygun görürsen, gönder!" dedi. Resulullah efendimiz, bir adama baktı ve yan tarafına bakınca, Ali'yi gördü. Hz. Ali "Ya Resulallah! Onlara verilecek hiçbir şey kalmadı!" dedi. Bunun üzerine, ben, hemen Resulullahın yanına sokulup "Ya Muhammed! Sana ait filan oğullarının bahçesinden, şu kadar zaman sonra vermek üzere bana belli miktarda hurma satsan olmaz mı?" dedim. Resulullah "Hayır, olmaz! Fakat sana, şu kadar zaman sonra belli miktarda hurma satabilirim" buyurdu. Ben de "Olur!" dedim. Bana satış yapınca, gidip şu kadar müddet sonra şu kadar hurmaya karşılık kendisine seksen miskal altın verdim.Onu hemen o adama teslim edip "Onlara, adalet üzere paylaştır ve kendilerine, bununla yardım et!" buyurdu...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.