Gençler içki ve uyuşturucu batağında

A -
A +

Ülkemizde gösterilen bazı tepkileri ve tepkisizlikleri, duyarsızlıkları anlamak mümkün değil. Örneğin toplum için zararı tartışılmayacak kadar açak olan içkiyi, zinayı bırakın yasaklamayı sınırlama getirilmeye kalkışıldığında bile fevkalade bir tepki ile karşı karşıya kalınıyor. Aslında tepki için başka gerekçeler gösterilse de, gizli gerekçe bunları dinimizin yasaklaması, haram kılmasıdır. Mesela, dinimizin haram kılmadığı sigaraya sınırlamada böyle bir tepki ile karşılaşılmıyor. Sigaranın da zararları ortada, bunu savunmuyorum sadece mukayese yapıyorum; sigaranın aleyhinde olunduğu kadar niçin içkinin aleyhine olunmuyor, bunu dile getirmek istiyorum. Dizilerde, sigara içilmesi yasaklanıyor ama aynı dizilerde su gibi içki içiliyor buna kimse ses çıkarmıyor. İçki sigaradan daha az mı zararlı? Gerçek şu ki; Türkiye giderek alkol ve uyuşturucu batağına saplanıyor. 1930'lu yıllarda kişi başına 1 litre olan alkol tüketimi bugün 20 litreye yükseldi. Alkol kullanım yaşı 11'e kadar düşerken ülkemizde 7 milyonu bağımlı 25 milyon alkol kullanıcısı bulunuyor. İstatistikler cinayetlerin yüzde 85'inin, trafik kazalarının yüzde 65'inin ve aile içi şiddet olaylarının da yüzde 70'inin alkolden kaynaklandığını ortaya koyuyor. Türkiye Yeşilay Derneği tarafından yayınlanan ve birbirinden çarpıcı rakamların yer aldığı raporda ülkenin alkol tuzağına sürüklenişine ilişkin ilginç tesbitler yer aldı. 46 lisede yapılan "alkol, sigara ve uyuşturucu alışkanlıkları" araştırmasına göre alkol kullanan öğrenci sayısı yüzde 23.6 olarak tesbit edildi. Alkole başlama yaşının 11 ve uyuşturucuya başlama yaşının 12'ye kadar düştüğü görüldü. Bunda da, içkili eğlence reklamları ve alkol tüketimini teşvik eden yayınlar ve özellikle medya organlarındaki reklamlar ile bazı TV dizilerindeki içki kullanımını teşvik edici görüntüler gençlerin alkole alışmalarında etkili oluyor. Bira alkolizme giden merdivenin ilk ve tehlikeli basamağıdır. Çünkü temini kolay ve diğer içkilere göre daha az tepki görüyor. Çokları da buna sıradan bir meşrubat gözü ile bakıyor. Halbuki, Türkiye'de toplam alkollü içki üretiminin yüzde 92.5'i biradır. İçkiye harcanan toplam paranın yüzde 47.5'i biraya aittir. Alkol alanların arasında yapılan araştırmada da, bunların yüzde 85'inin içkiye ilk bira ile başladıkları, zamanla daha yüksek dereceli alkollü içkilere yöneldikleri tespit edilmiştir. İçkinin, ferdi, aileyi, toplumu çökerttiği açıklanan Diyanet dergisinde; içki içmek kadar satmanın da dinen haram olduğu bildirilmektedir. İçki içip tövbesiz ölenlerle ilgili olarak bir hadîs-i şerîfte de Peygamberimiz aleyhisselâm şöyle buyurmuştur: "İçki içenler kıyâmet günü kabirlerinden, cifeden daha pis kokar bir hâlde çıkarılırlar. Vücutlarının derileriyle etleri arası yılanlar ve akreplerle doldurulur. Ölünce konuldukları kabri, Cehennem çukurlarından bir çukur hâlinde bulurlar." Kim ki içki içene bir lokma yiyecek verirse, Allah onun bedenine bir yılanla bir akrebi musallat eder. Kim ki içki içenin bir ihtiyâcını görüverirse, dînin yıkılmasına yardım etmiş olur. Kim ki içki içene borç verirse, bir mü'minin katline yardım etmiş olur. Cenâb-ı Hak, Kur'ân-ı kerîmde, "Ey îmân edenler, içki, kumar, tapınmaya mahsûs dikili taşlar, fal okları ancak şeytanın amelinden birer necistir. Onun için bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz" buyurmuştur. > Tel: 0 212 - 454 38 21 Faks: 0 212 - 454 38 29

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.