Günümüz dünyasında, "insan hayatı" her gün değer kaybetmektedir. İnsanlar medenileştikçe, yeni yeni teknolojilere sahip oldukça, biribirlerini katletmeleri de eskiye oranla daha da artmakta, öldürmeler daha da teknikleşmektedir. Halbuki insanın dünyaya gelmesinden maksat, hayatta kalmaları; sonsuz hayat için, ahiret hayatı için hazırlık yapmalarıdır. Dinin gayesi de bu konuda insanlara yol göstermektir. İnsanların bu kadar acımasız olmalarının sebebi dinden uzaklaşmaları, dinin rehberliğine, peygambere sırt çevirmeleridir. Hayatın gayesini bilmeyen, ölümden sonsına inanmayan bir insanın kendi menfaati, üç günlük dünya hayatı için yapamayacağı iş yoktur. Resûlullah efendimiz sonsuz Cennet hayatının kazanıldığı dünya hayatının değerlendirilmesinde, kıymetinin bilinmesinde şu nasihatlerde bulunuyor: "Beş şeyden önce beş şeyi ganîmet bil: 1- İhtiyarlığından önce gençliğin, 2- Hastalığından önce sıhhatin, 3- Meşgâlelerinden önce boş vakitlerin, 4- Fakirlikten önce zenginliğin, 5- Ölümünden önce ömrün." Resûlullah efendimiz bu beş şeyde çok ilimleri toplamıştır. Sınırlı olan dünya hayatının en verimli şekilde nasıl geçirileceğini bildirmiştir. Zîrâ insan, ihtiyarlığında yapamadığı amelleri gençliğinde yapabilir. Yine, gençliğinde bir günâhı işlemeğe alışan insan, ihtiyarlığında onu terk etmeye kolay kolay muktedir olamaz. O halde, bir gencin, gençliğinde sâlih ve hayırlı amelleri âdet edinmesi gerekir. Tâ ki, ihtiyarlığında onları kolaylıkla yapabilsin. Sağlığı yerinde insan, malında ve kendi irâdesinde hükmünü daha çok ve daha kuvvetle yürütebilir. O hâlde, sağlıklı insanın, bu sıhhati ganîmet bilmesi ve gerek mâlî ve gerekse bedenî ibâdetler husûsunda güzel amellerde bulunması lâzımdır. Zîrâ hastalanınca beden zayıflar, kuvvetten düşer ve ibâdetleri hakkıyla yapamaz olur. Malı ve serveti üzerindeki tasaruf hakkı da üçte bire iner. Kişi, hayatta oldukça, ameller işlemeğe muktedir olabilirl. Ölünce amel kesilir. O halde bir mümine yaraşan, bu fânî hayâtı boşa geçirmemek ve ebedî hayâta hazırlanmaktır. Ehl-i hikmetten biri şöyle der: "Ey insan! Çocukluğun oyunla geçer, gençliğin gafletle. İhtiyarlayınca da zayıf düşersin. Acaba sen, şanı yüce olan Allah için ne zaman sâlih ameller işleyeceksin? Sen, öldükten sonra şânı yüce olan Allaha ibâdet edemezsin. Ne yaparsan hayatta, bu dünyada yapabilirsin. Ölüme ve ölüm meleğinin gelişine ancak bu dünya hayâtında hazırlanabilirsin. Öyleyse onu dâima hatırlamaktan hiçbir an geri kalma. Zîrâ o, senden gâfil değildir..." Bir defasında Peygamber efendimiz gülüşmekte olan bir topluluğu gördü. Onlara hitâben buyurdu ki: "Eğer sizler, zevk ve eğlenceleri yok eden şeyi çok çok anmış olsaydınız, bu gördüğüm durumda olmazdınız. O, sizi meşgul ederdi. Böyle gülüşüp durmazdınız. Zevk ve eğlenceleri yok eden şeyi yanî ölümü çok anınız. Kabir, ya Cennet bahçelerinden bir bahçe veya Cehennem çukurlarından bir çukurdur." > Tel: 0 212 - 454 38 21 Faks: 0 212 - 454 38 29 www.mehmetoruc.com