Enes bin Mâlik'ten rivâyet olunmuştur. Resûlullah Efendimiz, ensârdan bir kimseyi, mektup ile Yemen tarafına Mu'âz bin Cebel hazretlerine gönderdi. Bu şahsın adı Sefîne idi. Sefîne yolda giderken, bir aslan onun karşısına çıktı. Güyâ onunla söyleşir gibi, sesler çıkarıyordu. Sefîne ona dedi ki: Ey aslan, benim yanımda Resûlullah Efendimizin mektubu var!.. Bunu işitip, uzaklaştı. Sefîne Yemen'e vardı. Resûlullah Efendimizin cevâbını Mu'âz bin Cebel hazretlerinden aldı. Dönüp, o mevkiye gelince, yine o aslan onun önüne geldi. Yine yüzüne karşı gelip, güyâ konuşurdu. Sefîne yolu tutup, Medîne-i Münevvereye geldi. Resûlullah Efendimizin huzuruna vardı. Henüz hiçbir kelâm etmezden önce, Server-i âlem buyurdu ki: -Yâ Sefîne, hâdiseyi sen mi anlatırsın, ben mi anlatayım! Sefîne dedi ki: Yâ Resûlallah! Hâdiseyi sizden işitmek güzeldir. Buyurdu ki: O aslan gidişinde ve gelişinde senin önüne çıktı. Sana ne dediğini anladın mı? Allahü teâlâ ve Resûlü bilir, dedi. Sana gidişinde, "Resûlullahı, Ebû Bekir'i ve Ömer'i (radıyallahü teâlâ anhüm) ne hâl üzere bıraktınız" dedi. Abdullah bin Mes'ûd kalkıp, dedi ki: Yâ Resûlallah! Yırtıcı hayvanlar Ebû Bekir'in ve Ömer'in fazîletlerini bilirler mi? Buyurdu ki: Evet! Beni hak Peygamber gönderen Allahü teâlâya yemin ederim ki, semâvatı, yedi kat yeri, Cennet'i ve Cehennemi, Arş ve kürsî, melekleri ve cinleri, dağları ve deryâları, hayvanları ve yırtıcı hayvanları ve ağaçları ve bunun gibi eşyâyı halketti. Yani yarattı. Bunların hepsi Ebû Bekir ile Ömer'in fazîletini bilirler. Ebüdderdâ nakletmiştir. Resûlullah Efendimizin huzur-ı şerîflerine, Ebû Bekir ve Hazreti Ömer geldiler. Hazreti Resûlullah buyurdular ki: "Şükür ve hamd olsun Allahü tebâreke ve teâlâ hazretlerine ki, beni sizinle kuvvetlendirdi." Hadîs-i şerîflerde, "Ümmetimin en merhametlisi Ebû Bekir'dir. Allahü teâlânın emirlerini yapmakta en şiddetlisi Ömer'dir. Hayâsı en çok olanı Osman'dır. İslamiyet'teki zorlukları en çok çözen Alî'dir. Ümmetimin en emîni Ebû Ubeyde bin Cerrâh'dır. Ümmetimin en zâhidi Ebû Zer'dir. İbâdeti en çok olan Ebüdderdâ'dır. Ümmetimin en halîmi ve cömerdi Muâviye bin Ebî Süfyândır" buyuruldu. Hazreti Ali rivâyet eder. Resûlullah Efendimiz buyurdular ki: "Hazreti Ebû Bekir Sıddîk'a, ondan sonra Ömer-ül Fârûka mutî olunuz, doğru yolu bulursunuz. Onların izinde giderseniz, olgun olursunuz!"